ŞİİR
Giriş Tarihi : 19-09-2022 03:20

Sus...

Ümmügülsüm Hasyıldırım - SUS

Sus...

SUS

Soluk soluğa çıktığım hayat yolunda,
Umuda uzanan elleri gördüm açılmıştı Yaradan’a,
Son atılan tohumlar, hazırlanıyor toprağın koynunda.

Sevgiydi tohumu toprağın koynunda besleyen,
Umutla filizlenip, hayallerle büyüyen,
Salınarak gururla çıktı, toprakta yeşerirken.

Saygı çeşmesinden, şefkatle sulandı kana kana,
Uzanıp öptü rüzgâr yapraklarından, okşarcasına,
Sahipsiz değilsin diye, fısıldadı hatırlatırcasına.

Süzüldü melekler yeryüzüne, sessiz sakin,
Ulaştı bütün inanan yüreklere, tefekkür etmesi için,
Söze ne hacet, anlatıyor her şeyi topraktaki çiçeklerin.

Sultanlar Sultanı cılız bir kökle yardı taşları,
Uyan ibretle bak, dilerse yürütür bütün dağları,
Sus ta doğa konuşsun, anlatsın Yaratanı.

Sevgi sensin, şefkat sensin, merhametlisin,
Uzanan ellerimizi asla boş çevirmezsin,
Sızlayan ruhumuzdaki yaraya tek merhemsin.

Sonun başlangıcı, ezelin ebedisin,
Ufukta bekleyen rüyalarımı süsleyensin,
Sabır veren, rızk veren, halk edensin.

Sözün bittiği yerde akıl, kavrayamaz,
Uzansam hayallerime, ellerim tutamaz,
Sana sığındım Ya Rab, beni kimse anlayamaz.

Sazı da, sözü de sevgi, her iki âlemin,
Uçsuz bucaksız âlemlere çıkacaksan, işte merdivenin
Sevmelisin Yaradılan’ı sadece Allah rızası için.

Sarı sarı açmış çiçekler, hasta kalplere merhem için,
Unut nefreti, zehrolmasın hem bu, hem öbür âlemin,
Saydamdır düşünceler, gizlenemez duyguların.

Sonsuzluk berzahta, artık dünya dursun,
Ulaşmak zor refaha, nefsimden Rabbim korusun.
Sen sus artık, biraz da ruhun konuşsun!

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi