SON SEVDAM
Bir ömür geçer bazen,
Tam oturmuşken yaşamın kıyısında.
Yaş elliyi çoktan devirmiş,
Gözlerinde artık bir buğu,
Yüzünde çizgi çizgi yıllar dalıp gitmişken
Birden bir gökkuşağı alır seni içine,
Bütün renkleri yüzüne çalar,
Birden aydınlanır yer gök,
Gün maviye boyanır,
Senin içinde ısınır güneş,
Toprak senin için kokar,
Yağmur senin için yıkar yeryüzünü…
Bulutlar pamuk şekeri,
Birden bir çocuk koşturur içinde,
Kanayan dizlerine, çizilmiş dirseklerine aldırmadan,
Aynalarda bir resim gülümser sana yeniden…
İşte o an anlarsın,
Hiçbir şeyin boşuna
Ve hiç bir şeyin sebepsiz olmadığını…
Kopmak üzere olan yaprağın toprağa düşmek için yağmuru beklediği gibi,
Sana ayrılmış o güneş ışıltısının yüreğine değmek için seni beklediğini
Ve yaşamak için hiç bir zaman geç kalmadığını o an anlarsın…
Kal'u Bela'dan bu yana okunmamış bir isim alnında
Sana yazılan,
Kal'u Bela'dan bu yana seni arayan,
Bir şükür duası düşer diline,
“Bütün yanılmışlığım” dersin,
Ömür boyu yandığım,
Yana yana aradığım,
“Sebebim” dersin,
Evvelim…
Dünüm,
Bugünüm,
Yarınım,
Sebebim…
Gülüşümde gizli sevincim,
Hüznümde sakladığım eksiğim,
Yokluğum, varlığım,
Canımdan öte saydığım…
Yüzüne baksın dersin Allah'a inanmayan.
Yaşadım saymasın,
Bir sese, bir gülüşe, bir bakışa vurulmayan
Mucizeler, inananlar için iner yeryüzü…
Editör: Dilek Tuna Memişoğlu