DENEME
Giriş Tarihi : 26-06-2023 23:49   Güncelleme : 27-06-2023 00:11

Şiirle Yaşıt Olmak / Hasan Ildız

Yazan: Hasan Ildız -ŞİİRLE YAŞIT OLMAK

Şiirle Yaşıt Olmak / Hasan Ildız

ŞİİRLE YAŞIT OLMAK

Şiiri anlamak için şiirle yaşıt olmak...
İnsana has bir yetenek vardır. İnsan isterse dünyayla yaşıt olabilir, kosmosla yaşıt olabilir, dağla, denizle, ağaçla yaşıt olabilir.

İnsanın elinde akıl gibi bir dedektörü var, o dedektör sayesinde yüz binlerce, milyonlarca yıl önce olmuş olanı arayıp bulabilir, onu kendi dağarına katabilir, yaşamına eklemleyebilir.
İnsan bir ağaçla, bir kuşla yaşıt olabilir. Hem ânı yaşayan hem de ileriye ve geriye sıçramalar yapabilen insan, 21.yüzyılda yaşayıp pekala piramitler çağıyla, yontma taş devriyle yaşıtlık kurabilir.Taşın aldığı biçimdeki insan emeğinde kendi parmak izini, avuçlarının yangınını bulabilir.

Ustanın alnından damlayan teri taşın üstünde görebilir.

İnsan sanatla da yaşıtlık kurabilir. Sanatın özel bir kolu olan şiirle de yaşıtlık kurabilir. "Üze gök tengri asra yağız yer kılındıkta, ekinara kisi oglı kılındı." Bu cümleyle yaştaş olmadıkça bu cümleyi asla anlamayacaktır insan. Bu cümleyle yaşıt olabilmek için önce sözcükleri tek tek mikroskoba koyacağız, onları defalarca büyüterek üzerindeki zamanına ait bakteri kalıntılarını, anlam çeşitliliklerini tek tek incelicez. O sözcükleri bir kimyager gibi beyin laboratuarımızda inceleyip her birinin tek tek anlam ve yapı envanterini beynimize kodlayacağız. Sözcüklerin birbirileriyle ve o dönemin diğer sözcükleriyle ilişkisini çok yönlü saptadığımızda biz bu cümleyle yaşıt olacağız. Yaklaşık 1500 yılı beraber yaşamış olucaz.

"Gah çıkarım gökyüzüne/Seyrederim alemi
Gah inerim yeryüzüne/Seyreder alem beni."

Bu dizelerin peşine düşersek alır başımızı bin yıl önceye gideriz ve bizi diri diri derisi yüzülmüş bir Nesimi karşılar orada, eti henüz kıpkızıl kan içindedir ama o bundan acı duymaz.O, insanların, söylemiş olduğu bu şiiri anlamamış olmalarından acı duyar ,"Enel hak" kavramını anlamamış olmalarından acı duyar.

Yukarıdaki şiirle yaştaş olmak için Nesimi'nin derisini yüzen o kasapları da tanımak gerekir, oraya kadar gitmişken onları da görmeli, kanlı ellerini neyle, nasıl yuduklarını görmeliyiz. Gökyüzüne çıkabilmenin kerametine, alemi seyretmek ve alemce seyredilmenin hikmetine erebilen insan o şiirle yaşıt olabilmiştir artık.

Onun anlamını çözmüş, içindeki acıyı yüreğine aktarmıştır. Ondaki ses güzelliğinin, söyleyiş farklılığının ayrımına varmıştır. Bunların ayrımına varabilmiş insan bin yıldır bu şiirle yaşdaştır.

Şiir çözümleyen arkadaşların, şiir üzerine fikir beyan eden, emek harcayan arkadaşların pek çoğunun bu yaştaşlığı kuramadığını görüyorum ve üzülüyorum.

Pek çok arkadaş, şiiri şiirin verileriyle incelemek, çözmek yerine, şiiri kendi kafasındaki ilkelere göre açımlamaya çalışıyor.

Kafasındaki standartlara uyan bir şeyler bulursa şiiri onaylıyor hatta övüyor. Şiir standartlarına uymamışsa kaldırıp bir kenara atıyor.

Şairin şiirini dokurken koyduğu motifler, renkler, hikayeler, masallar, efsaneler yeterince incelenip bu kavramlarla yaştaşlık sağlanabilseydi keşke.

Sağlanabilseydi de pek çok eleştiri yazarı, inceleme yazarı içine düştükleri sığlıktan kurtulsalardı. Yirmi, otuz yıl öncenin, sözcüklerine, dizelerine, şiirlerine yaklaşırken kendine tarla açmaya giden köylü gibi elinde kazma, cebinde ateşle gitmeseydi o güzelim eserlere.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi