ANI
Giriş Tarihi : 12-04-2024 21:11

Mutluluk / Ahmet Keskin

Yazan: Ahmet Keskin -MUTLULUK

Mutluluk / Ahmet Keskin

MUTLULUK

Onun sıcaklığını hissetti. Sağ elini üstüne attı. İyice sokuldu. Sarıldı. Gecenin karanlığına açılan gözlerini odada gezdirdi. Her şey belli belirsizdi. Nefesini yüzünde hissetti. Bu tarifsiz bir duyguydu;
"Şükürler olsun Rabbim sana, o benimle." diye mırıldandı. Uykunun en güzel yerinde olmalıydı. Bir ara onun da mırıldandığını duyar gibi oldu. Kulak kesildi. Adı geçiyordu. Biraz daha kendine çekti. İyice sokuldu:

“Seninle güzel günler yaşadık, teşekkürler” dedi.

Onun sıcaklığı içinde eskilere yuvarlandı.

“Hakkını helal et” deyince; “Öyle deme” dedi.

Parmağını dudaklarına götürüp; "Sus"yaptı. O sustu. O günde böyle sıkı sıkı sarılmıştı.

“Ben buradayım, seni bekliyor olacağım. Gireceksin ve çıktığında daha sağlıklı olacaksın. Seninle çok günleri eskiteceğiz.”

“Yine de helalleşelim. Belki?”

“Sapasağlam çıkacaksın. Rabbim çocuklarına ve bana bağışlayacak seni.”

“Çıkamazsam çocuklarıma iyi bak. Onları ezdirme...”

Sarılmış vücutlar titremiş, birbirlerinin omuzlarını ıslatmışlardı. O yanaklarından öpücüklere boğmuştu.

Hemşire; “Sizi hazırlamalıyız” diyerek aralarına girmiş, çözülmeleri zaman almıştı. O arkasına bakmadan dışarı çıkarken; "Çocuklarımıza iyi bak." diyerek son sözlerini söylemişti.

Koridorda ne yapacağını bilemez halde ağlamış ağlamıştı.

Hemşire; “Ameliyata girdi” dediğinde iki elini kaldırıp dualara gömülmüştü. Daracık alanda zaman geçmek bilmiyor, duaların birini diğeri izliyordu.

"Kaybedersem." aklına geldikçe sanki dünya duruyor, nefes alması zorlaşıyor, herşey üstüne üstüne geliyordu; "Rabbim onu çocuklarına bağışla. Çocuklarıma annesizliği yaşatma. Benden al ona ver."

Kaçıncı adımı atıyor, aradan kaç saat geçmişti, ayırdında değildi. Uzak bir şehrin ameliyat koridorlarında yalnız başınaydı...

Hemşire; “Gözünüz aydın!.. Ameliyattan çıktı. Şu an yoğun bakımda. Ameliyatı başarılı geçti. Gidin ve dinlenin. Sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Artık bekleyeceğiz” dedi.

“Gidemem, ben buradayım. Kendine geldiğinde lütfen haber veriniz.”

“Tabi ki..”

On güne yakın hastanede kalmıştı. Ve günden güne iyiye gidiyordu. Rabbi, onu çocuklarına bağışlamıştı..
Saçlarını kokladı. Buseledi.

“Seni seviyorum canım” diye mırıldandı. O sanki duydu. Ona doğru döndü. Sıkıca sardı...

Gece karanlığında iki damla yaş yanaklarından süzüldü.

“Teşekkür ederim Rabbim..”

Kokusunu içine çeke çeke uykuya yenik düştü...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi