ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 30-12-2023 16:36   Güncelleme : 11-01-2024 23:20

Kırık Kalem / Aydın Hanzala

Yazan: Aydın Hanzala -KIRIK KALEM

Kırık Kalem / Aydın Hanzala

KIRIK KALEM

Bir kırık kalemi, bir de buruk bir yüreği vardı Nahit'in. Gördükleri, yaşadıkları, şahit oldukları, dinledikleri alabora ederdi aklını. Nahit, bir şair olmadığı gibi, bir yazar da değildi. Öykü ya da hikaye yazmayı pek beceremezdi. Buna rağmen, kalemi seviyor fakat onu kullanmayı bilmiyordu...

Bazen gözyaşı döker, bazen büyük bir sessizliğe bürünür, çoğu zaman ise yalnızlığın koynuna atar kendini... Ve yalnızlık, yürekte bir yankı olur... Duyulmaz o yankı, yürek duvarlarına çarpar yeniden bulur sahibini... Kaleme sarılır, onu yüreğine lisan eyler, kelimeleri bir araya getirerek gözyaşlarıyla harmanlar... Adına şiir dese de, aslında şiir değildir yazdıkları...

Anlamak, hissetmek ağır gelir insana... Bilmek, acıların ana dilidir... Ya anladığını anlatamamak ya da anlaşılmamak, daha ağır bir acı değil mi? İnsan hissettiklerini anlatamıyor ya da yazmıyorsa, bu bir acziyet midir?

Kelimeler hep israfa kurban edilirken insan susmaya sığınıyor ve orada yapayalnızlığını yaşıyor... 
İnsan neden ağlar ya da niçin susar?
Susmak konuşmak mıdır yoksa bir tepki midir?

Yüreklerin dili yok ki konuşsun... Dili olmayan yüreklerin eseri değil midir yazılanlar? Ve kalem, en güzel yürek lisanı değil midir? 

Ağlamak, bir yüreğin hissiyatı, onun dışa vurumudur.... Gözler ise sadece bir köprüdür...

Bir yüreğe dokunabilmek, yürekler arasında bir köprü kurabilmek, insan olmanın anlamı olsa gerek... Gelişmek için okumak, yazmak için hissetmek gerekmez mi?

Kırık olsa da kalemin, lisan eyle yüreğine ve kelimeleri hissettiklerinle getir bir araya...

"Ne dersin Nahit, anlaşılabilir misin? 
Ya da sen, anlaşılır bir yerde durabilir misin?" 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi