ANI
Giriş Tarihi : 20-04-2023 20:44

Kına Anne

Yazan: Galip Duman -KINA ANNE

Kına Anne

KINA ANNE.

Adı Emine KOCABOZ.
Ben onu, Keşlik İlköğretim okulundan 14 Eylül İlköğretim okuluna atandıktan sonra tanıdım. Hanımın akrabası olması hasebiyle samimiyetimiz ilerledi ve bana hep,"Sen benim ikinci oğlumsun" derdi.

Kendisi iyilik sever bir yüreğe sahipti. Okulumuz öğrencilerine yardım konusunda, mahallesindeki bütün komşularından, kullanılabilecek güzel eşyaları, kıyafetleri toplar, kontrol eder, ben de ihtiyaç sahiplerine ulaştırırdım. Allah razı olsun.

Evine gittiğimizde, ilerlemiş yaşına rağmen bir şeyler ikram etmek için adeta çırpınırdı.
"Emine teyze zahmet etme dersek, boynunu bükerek, hiç zahmet olurmuymuş benim evime kadar gelmişsiniz. Bir yudum su içmeden gitmek olur mu?

Desem ki; Allah razı olsun çok içtim. Teşekkür ederim. Hemen şöyle yüzüme bakar ve doğru söyle." diye sorgulardı.

Mahallede herkesle barışık, güler yüzlü Emine teyzem, bana hep tembihler ve derdiki; "Yavruuum beni unutma. Buradan her geçtiğinde cama vur. Beni sor, evine öyle git."
Ben de her geçişimde cama vurur, "Emine teyzeee" diye seslenirim, camı açar konuşuruz. Hal hatır sorar giderdim. O da mutlu olur dua ederdi. 

Evi tek katlı, geniş bahçeli çok güzel bir evdi. Bahçede her çeşit meyve ağaçları bulunan harika, cennet gibi bir yer.

Emine teyzeme mahallede herkes "Kına anne" diye seslenirdi. Ben de bir gün bunu merak edip sordum,
"Neden sana kına anne diyorlar?"

Güldü ve anlatmaya başladı.Dedi ki; "Ben bu mahalleye geldiğimden beri, yaktığım kınalar iyi tuttuğu için, her bayramdan bir, iki gün önce, mahallenin kadınları çocuklarını bana gönderir, bende mahallenin bütün çocuklarına kına yakar, ellerini bağlar evlerine gönderirim. Ve yaktığım kınalar çok güzel tutar. Bu iş yıllarca devam edip bu günlere kadar geldi. 

Bu yüzden de bu mahallede yaşayan herkes bana 'kına anne" diye seslenir.

Gerçekten de oradan her geçen, cama vurur, "Kına anne nasılsın? Kına anne bir şeye ihtiyacın var mı?" Kına anne pazardan bir şey istiyor musun?" diye herkes bu güzel yürekli, temiz, sevecen teyzeme adeta pervane olurlardı. 

Sevmek, sevilmek ne kadar güzel.
Sevgisini paylaşmak ne kadar güzel.
Herkesle barışık olmak ne kadar güzel.

Derken güzel yürekli, benim de manevi annem Emine teyzem rahatsızlandı. Doktorlara gitti, ilaçlar kullandı. Daha sonra kalbine pil takıldı. Biz de kendisine takılır , "Pilli bebek" diye gülüşür, kendisine moral verirdik. Ama daha fazla götüremedi ve rahmetli oldu.

Tabii ki mahallesindeki çocuklar öksüz kaldı. Artık ellerine kına yakacak "kına anne" melek oldu. 

Allah'ım sonsuz rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun inşallah.

Gelen bayram. Komşu düğünü değil. 
"Sizler de ellerinize kına yaktınız mı?
Gece boyunca acaba tuttu mu?" diye merak edip, uykunuzu böldüğünüz oldu mu?
Benim oldu. Bizim o taraflarda hemen hemen herkes kına yakardı. Bizim evde de babaannem arefe günü yakar, bizde kınalı ellerle bayram yapardık.

Herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu, neşeli, sevdiklerinizle birlikte, güzel bayramlar diliyorum.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi