SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 07-02-2024 22:56

Hayat Ölüm İle Terbiye Edilir / Nevin Aktekin Gülfırat

Yazan: Nevin Aktekin Gülfırat -HAYAT ÖLÜM İLE TERBİYE EDİLİR

Hayat Ölüm İle Terbiye Edilir / Nevin Aktekin Gülfırat

HAYAT ÖLÜM İLE TERBİYE EDİLİR

“Neden benim beğenilerimi beğenmiyorsun?
Sanırım senin için artık değersizim.
Beni görmezden geliyorsun.
Anlamıyorum..
Oysa ben senin tüm hikayelerini beğeniyorum...

Anlaşılan artık beni sevmiyor, hatta kıskanıyorsun. Artık benim arkadaşlığımı hak etmiyorsun…

Seni arkadaşlarımdan çıkarıyor ve engelliyorum artık istesen de hikayelerimi göremeyeceksin... Artık arkadaşım değilsin..."

Ve ardından engelleme faslı.

Kimi zaman böyle  mesajlara da  rast gelir olduk artık... Arkadaşlık kavramının takip etme ve takipten çıkma sınırlarına kadar indirgendiği sığ bir çağdayız.

Artık, ölüm, taziye, nikah, düğün gibi olayların da duyurusunu sadece  telefona atılan bir mesaja ya da sosyal medya üzerinden toplu duyurusuna kadar indirgedik..

Kapı kapı dolaşıp davet etme nezaketinin modası kaçtı.

Çağımız belalı bir çağ ve öyle bir çağ ki, hişsizleşmenin, kibirin egemen olup ben kavramıyla dolu bizin bütünleştiriciliğini unutturan bir çağ...

Herkesin dilinde kendine hiç bakmadan; "Ah eskiden şöyleydi, ah eskiden böyleydi, nerede bu insanlık?“ lafları... 

İnsanlık erdemini taşıyanlar git gide azalmakta. Peygamber Efendimizin; “Bir müminin kalbini incitirseniz, kırarsanız, yetmiş kere Kâbe'yi yıkmaktan büyük günaha girersiniz" sözüne istinaden kalbi kırmanın vebalini bilenler kalp kırmamaya çalışırken manevi duygularını kaybedenler, bu hassasiyeti gerektiğince, maalesef göstermeyip azgınlıklarını artırmakta...

Hayat bile ölüm ile terbiye edilmişken bu aymazlık, bu doymazlık neden?

Bu buhran çağları, manevi kuvvetin değerlerin yok edildiği sarsıldığı bir çağ. Maalesef ki, helal ile haramın, iyi ile kötünün, masum ile hainin birbirine karıştığı, paranın ve paranın getirdiği gücün ilahlaştırıldığı bir devirde yaşıyoruz.

Enerji uzmanı ya da psikologların dilindeki;
"Anı yaşa" dedikleri şey ise; keyfine göre, düşünmeden etmeden hareket etmek olmamalı. Anı yaşa dedikleri şey; “Her an ölüme hazır ol" demek olmalı.

Peki; "Hazır mıyım ölüme?” diye  bunu herkes kendine sormalı. Bu arada; “Ben gencim, ölüme daha çok var.” diyenlerinizi duyar gibiyim. Sanki, ölen hep ihtiyarmış gibi. Doğru ya, dünyaya ve sevdiklerine doyamamak var. Hazırlıksız bir ölümü hesap etmemek var.

Ah bu çağ...

Bir yanımız sabretmelerde, bir yanımız vazgeçmelerde, bir yanımız "Bu da geçer, yahu” deyip tevekkülde, bir yanımız öfkeli, bir yanımız insanlığının altında ezilmekte..

Alışamadık, alışamayacağız da hâlâ yüreğini iyilik ve sevgi ile besleyen ve her şeye rağmen, şeytanın ve nefsin tuzaklarına direnmeye çalışıp iyi bir insan ve kul olmaya çalışanlar olarak.

Yaşadığımız bu çağda, mutluluk ve sağlık dolu bir günün sabahına uyanmak, her zaman ne mümkün..

Ölüm de var ölüm...

Ne diyelim o zaman; insan yüreğini kaybetmeyenlere, kula kulluk etmeyenlere, sevgi ve iyilik ile davrananların yüreklerine "müjde baharları" dolsun..

Vesselam....

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi