DENEME
Giriş Tarihi : 20-06-2023 16:48

Ey Meryem! Ye, İç Gözün Aydın Olsun

Yazan: Aydın Hanzala -EY MERYEM! YE, İÇ GÖZÜN AYDIN OLSUN

Ey Meryem! Ye, İç Gözün Aydın Olsun

EY MERYEM! YE, İÇ GÖZÜN AYDIN OLSUN

Bir konunun, bir olayın, bir yaşanmışlığın bütününe vakıf olmadan, önünü, arkasını görmeden fikir beyan etmek, hükme varmak, yargıda bulunmak, büyük yanılgılara düşürür insanı.

Bütünsellikten uzak her gözlem, her yaklaşım, her eleştiri, her karar haktan, adaletten uzaklaşmaktan başka bir şey değildir.

Doğru karar verebilmenin yolu parçaları birleştirmekten geçer...
Birleştirilen parçalar bütünü ortaya çıkarır ve fotoğrafı netleştirir...
Parçaları birleştirmek karanlığa projektör tutmak gibidir. O projektörle karanlıkta kalmış karıncayı görmek mümkünleşir...
Oysa aydınlık olmasa karıncanın varlığı farkedilmeyecek hatta daha ötesi varlığı yok sayılacaktır...

Kur'an'da yüce Allah şöyle buyurur:
"...Böylece Meryem, çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. 'Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!' dedi.
Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: 'Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı. Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün. Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, 'Şüphesiz ben Rahmân'a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım' de." (Meryem süresi 22-26)

Bu ayetlerde Hz. Meryem'in çektiği acıyı, düştüğü zor durumu görmezden gelemeyiz fakat asıl konumuz olan yüce Allah'ın Hz. Meryem'e yaklaşım biçimine odaklanacağız.
Babasız bir çocuk doğuran Meryem annemizi ne güzel teselli ediyor. Önce temiz su ve taze hurma ile ona ikramda bulunuyor ve üzülmemesi gerektiğini ifade ettikten sonra onu çocuğundan dolayı kutluyor. "Gözün aydın olsun" diyor.
Ne güzel, ne kadar naif bir ifade...

Böylesi naif, adil, hakkaniyetli bir yaklaşımın gerçekleşebilmesi için yaşanan bir olayın bütününe hakim olmak, sürecin tamamından haberdar olmak elzemdir.

Yüce Allah, yine aynı sûrenin içerisinde yer alan başka bir yaklaşım biçimini gözler önüne sergiler.
Sûrenin devamında yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: 'Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın! Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi." 
(Meryem 27-28)

Bu ayetlerde ise sert ve kesin bir dil ile çirkinlik, iffetsizlik itham eden bir aklın ön plana çıktığını görmekteyiz...
Hz. Meryem annemizin durumuna anlam vermek kolay olmasa da evrensel bir aklın ve vicdanın Hz. Zekeriya (a.s) gibi davranması söz konusudur.
Herkes Hz. Meryem annemizi karalarken bazı insanlar olayın nedenselliğini merak ediyorlardı.

Yüce Allah, bütünü görenle, bütünden yoksun olanların olaya yaklaşım biçimini bize resmederek aceleci davranmamamız, bir olayın sonucunda kalarak hüküm vermememiz gerektiği hususunda mesajlar vermektedir.

Olayın tamamına hakim olan Allah, Meryem annemizi kutlayıp ödüllendirirken, parçaya mahkum olanların ise nasıl çirkinleştiğini net bir şekilde bizlere göstermektedir.

Adil, hakkaniyetli yaklaşımlar bütünü görmekle mümkün iken, parçacı yaklaşımlar ise kişiyi büyük yanılgılara mahkum ederek zalimleştirir.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi