DENEME
Giriş Tarihi : 28-08-2022 07:50

Çeyrek Herkeslik

Yazan: Nezihat Keret - ÇEYREK HERKESLİK 

Çeyrek Herkeslik

ÇEYREK HERKESLİK 

Dostluk; dört duvar arasına sıkışıp kalmış dar cümlelere veya koşullu değer atamalarına sımsıkı tutunmuş tıkalı ilişkilere verilen bir adlandırma olamaz. Bunun ismi olsa olsa çeyrek herkeslik olur. 

Dört duvar derken etrafının çerçevelerle, yani standart hale gelmiş sınırlarla çizilmesidir. Hani derler ya iyi gün ya da kötü gün dostluğu, işte bunlar birer çerçevedir dostluk sanılan sığ ilişkilerin. Ancak illa ki ağızlara sakız olmuş dostluk kelimesi kullanılmak isteniyorsa, o halde başına alelade sözcüğü eklenip bir sıfat tamlaması yapılabilir. Alelade dostluk. Yerlere göklere sığdırılamayan yedi düvele ilan edilen devasa büyüklüktedir uçan balon gibi, fakat içleri sadece havayla doludur. 

Demem o ki alelade dostluklar çeyrek herkesliktir. Yüzde yüz herkeslikten en büyük farkı; herkeslikte ayrıktır insanlar, alelade dostluklarda bitişik. Kişisel çıkarlar ve beklentilerle bir arada görülme farkıdır aslında o hassas nüans ayrımı. 

Belirli bir dönem için devam ettirilen bu dostlukların misyonları, stratejik hedefleri belirleyen kişisel çıkarlar ve beklentiler doğrultusunda sürdürülür ya da bitirilir. Herkeslik yolunda yürürken birileri ayrık ayrık, bir bakmışsın ortak paydalarda buluşulmuş ve bir anda kişisellikler ortaklıklara dönüşmüş. Ortaklığı pekiştirici hisler ise organik değil inorganik bağlarla birleşmiş. Kuşkular ve çelişkiler başladığında ise bu bağlar koparılarak bir alelade dostluk daha çöpe terk edilmiş. Ve daha ellerinin kiri geçmeden yeni bir çeyrek herkesliğin arayışına çıkılmış.    

Siz deyin dostluk ben diyeyim alelade dostluk yahut çeyrek herkeslik; kişisel analizler sonucunda kurulan ve çerçevelerin içtenlikten uzak yüzeysellikle çizildiği ikili ilişkilerdir. Bir örnekle açıklamak isterim; “Başarılı olur da bir gün iyi yerlere geliverirsen, silerim defterden. Acı çekmene alıştım.” tarzında hesaplar yapmaktır gizli gizli ve inceden inceye. Veyahut “Olur da bir gün tökezler de konumun değişiverirse, silerim defterden. İtibarına alıştım.” gibi hesaplar yapmaktır gizli gizli ve inceden inceye. Sadece tuzlu gıdalarla ya da sadece tatlılarla beslenen obezlere benzetirim, bu tür ilişkileri gerçek dostluk sananları.

Dostluk; farklı renklere yani kişiliklere sahip insanların birbiriyle ahenk içinde dans eder gibi kompozisyonlar oluşturmasıyla gönül deryalarının ebruli çiçeklere dönüşmesi sanatıdır. Gönül dostluğu olarak nitelendirdiğim kavramın naçizane tanımı işte böyledir. Şiirlerime baş tacı olan, hasret mektuplarıma özne olan. 

Ben dostluklarımı ıhlamur kokularında, çocukluğumun minik mendillerine sardım. Üşümesinler diye üstlerini her gece el örgüsü battaniyelerle sarıp sarmaladım. Kirlenmesinler diye annemin bana verdiği nasihatlerle her gün dip köşe tozlardan arındırıp tertemiz bıraktım. Bir gün örgüleri açtım, dolu sandığım mendiller meğerki çoktan bomboş kalmış… 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi