ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 19-10-2022 21:33

Cebindeki Mendil

Yazan: Feride Pala - CEBİNDEKİ MENDİL

Cebindeki Mendil

CEBİNDEKİ MENDİL 

Özgür sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra işe gitmek üzere sabah erkenden evden çıktı ve bahçe kapısını çekerek kaldırım boyunca ona eşlik eden hanımeli çiçeklerinin kokusuyla birlikte o gün iş yerine kadar yürümeye başladı.

Yol kenarındaki her evin önünden geçerken ayrı bir hayale dalıp gidiyordu adetâ...
"Ne günlerdi?" diyerek içini çeke çeke evden çıkarken sırtına aldığı gri-kareli kumaş ceketinin sağ cebine elini götürdü.

Ceketin cebinde sakladığı gri ütülü mendili avuçlarının arasında tutup öyle bir kokladı ki, sanki babasının hayali bir anlık dahi olsa yanı başında duruyordu. 

Bütün yol boyunca ince ince yağan yağmurun bile farkına varmadan kendisini iş yerinin bahçesindeki bankta otururken bulmuştu. Sağ omuzuna vurarak, seslenen arkadaşının bir bardak uzattığı çayın kokusu ile şirketin kasvetli havasını teneffüs ettiğini o anda anlamıştı.  

Çocukluğundan beri sırdaşı, yoldaşı olan arkadaşı Serdar'ın da ona eşlik etmesiyle 2. kattaki ofisine doğru merdivenleri ağır-aksak sağ ayağı ile çıkmakta zorlanırken yıllar sonra yine hâlâ kendisini suçlarcasına Serdar'ın gözlerine bakarak:
"O gün olan kazada yetim kalan Özgür'e mi yanayım yoksa sakat kalan Özgür'e mi yanayım?" demişti. Üzerinden yıllar yıllar geçse de her attığı adımda kanayan yaralarına da  merhem olamayan mendilini kokusuyla birlikte yine ceketinin sağ cebine saklamıştı. 

Tüm çocukluğunu bir merdiven basamağında bırakıp ofisin kapısından içeri girmesiyle gözü duvardaki saate ilişmişti. Zaman öyle acımasız geçse de ruhundaki bu yorgunluğun acısı peşini hiç bırakmamıştı.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi