BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Bir varmış, bir yokmuş, hayat bu işte,
Musallada yatanı, sen gibi düşün.
Hayatında olmasaydı, keşkeler keşke,
Namazı kılınan, ben gibi
Burası son durak, gerisi yalan,
Mal ile, mülk ile, var sen oyalan,
Ne bıraktın geride akılda kalan,
Dilerim sorguda, zor olmaz işin.
Alındı helallik, kılındı namaz,
Okundu Fatiha , edildi niyaz,
Bu nasıl elbise, her şeyi beyaz,
Bu kış kıyamette, üşür mü döşün?
Kazılan mezar, yığılan toprağın,
Dünyada bıraktın, servetin varın,
Bir metrekarelik, yeni sarayın,
Azrail sormazmış ömrün ve yaşın.
Sağ yanın üstüne girdin mezara,
O güzel yüzünü verdiler yara,
Dizildi mertekler, hep sıra sıra,
Nişane koydular, bir mezar taşın.
Bir tümsek halinde gör mezarını,
Başından ayrılan hane halkını,
İmamın verdiği sesli talkını,
Duyunca dilerim, ağrımaz başın.
İşte böyle; bir varmışsın bir yokmuş,
Bir eser koydunsa sevabın çokmuş,
Yıldırımlı; ölüm, “Şebiarus”muş,
Uhrevi alemde hazırsa aşın.