KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 20-05-2023 21:41

Bir Kitap: Var Olmak / Nurettin Topçu

Yazan: Ali Yalçın -BİR KİTAP: VAR OLMAK / NURETTIN TOPÇU

Bir Kitap: Var Olmak / Nurettin Topçu

BİR KİTAP: VAR OLMAK / NURETTIN TOPÇU

Kıymetli İnsan,
Seri olarak düşünülen yazının BİRİNCİSİNİ takdim ediyorum.

Kitaptan bölümler okundukça paylaşılacak...
Cumhuriyet devrinin önemli, bereketli ve fikirleri itibariyle ufuk açıcı ilim insanlarından birisi Nurettin Topçu’dur… 
En meşhur kitabı “İsyan Ahlakı” 
Felsefe, Mantık, Psikoloji, Sosyoloji, Ahlak ve güncel konularda eserler vermiş, üretken bir fikir insanıdır...

Külliyat halinde neşredilen ve neşredilmeye devam eden eserleri, günümüz insanı için, oldukça mühim başvuru kaynağıdır...
İnsanoğlu en güzel eserlerini, akıl, kalp birbirleriyle anlaşarak, düşündükleri zaman meydana getirir...

Var olmak, düşünmek ve hareket demektir...
Hareket, kendi kendini ve başkalarını değiştirmek demektir. Hareket aynı zamanda canlı olmanın/yaşamın en bariz göstergesidir...
Düşünmek ise özgürlüğün en birinci şartıdır.

Burada özgürlük kavramını, belirlenmiş sınırlar içerisinde, sahip olduğumuz kapasiteyi ortaya koyabilme iradesi olarak tanımlayabiliriz...
Yaşıyoruz. Fakat yaşama ait birçok şeyi bilmiyoruz. İzah edemediğimiz çok şey var. Fakat netice de varız. Bilme ihtiyacımız, anlama merakımızdan güç alıyor...

Hareketsizlik hedef değildir. Durmak, çürümenin başlangıcı, ölüme doğru kuvvetli bir adımdır...

Kainat komple hareket halindeyken durmak, tersine bir gidiş, çarkta bir boşluk bıraksa da umumi davranışı etkilemeyecektir...

Var olan insanın; istekleri ve ihtiyaçları varlığının zaruri bir neticesidir. İsteklerinde özgür olsa da kainattan karşılama konusunda sınırlıdır...

Var olmak isteğimle olmadıysa da varlığımı devam ettirme, belirli şartlarda bana bağlıdır. Bu zaviyeden var olmak, istemek ve sevmektir...

İsteklerini bir alanda veya dar alanda yoğunlaştıranlar, sahip olduklarını, menfaati uğruna ölüme terk etmiştir. Karşılanmayan makul ihtiyaçlar, mutsuzluk olarak geri gelecektir...

İdealleri için zor şartlarda yaşayanların huzuru ile idealinden uzaklaşanların veya menfaatini ideali yerine koyanların huzursuzlukları, tarih boyunca, delil olarak önümüzde durmaktadır...
Vücudun durgun kalan bölgeleri, diğer taraflara zarar verdiği gibi duranlar da hareket edenlere göre kayıptadırlar...

Âlem tarafından verilen hareket mesajını doğru anlarsak, var olacağımız gibi isteklerimize ulaşabilmek için âlemi de yanımıza almış olacağızdır...

Koca âlemin merkezinde olduğumuz vehmine düşmeden, bütünün bir parçası olduğumuz kabulüne ve rahatlığına sığınacağız. Merkezde kendini görenler, her şeyi de etraflarında kabul etme zehabına kapılmışlardır...

Felaket her zaman kötü değildir. Ümit kapasitenizi ortaya çıkarıp, kamçılar. Böyleleri müthiş zenginlik içerisindedirler...

Bir menfaate kilitlenmişler, hayatın o kadar çok lezzetini kaçırırlar ki... Hedefin küçüklüğü veya büyüklüğü değil, basitliği bakış açınızı belirler. Nereden ve nerenizden koca kainata bakıyorsunuz?

Tek meyve için mücadele eden, meyve bahçesinden mahrum olur. Sadece gözüne yatırım yapan, diğer duyu organlarının lezzetini tadamaz...

Öyle sanatkar bakışlar vardır ki harika eserler ortaya koyabilecekken bir taşta kaybolup gitmişlerdir...

Hayalleriyle uzun mesafeleri, büyük galaksileri, derin deryaları kısa zamanda dolaşabilen insanın, dört duvarla kendisini sınırlayıp, terliğin bitirici hamlelerine boyun eğmesi, acınacak bir durum ve zavallılıktır...
İsteklerimiz varsa, ihtiyaçlarımız varsa; biz varız demektir. Var olan, varlığından etrafını ve kainatı haberdar eder...

Kim var orada denmesini beklemeden “Ben varım” diyebilmek var olmak ve maharet göstermektir...

Evrensel olmak ve kalmak isteyen, evrensel prensiplere göre evrensel değerleri yaşar. İşte o zaman, geniş dairede muhatap alınır ve kabul görürsünüz...

Cari olan/geçerli olan/işleyen sistemin dışında veya tersine olan istekler reddedilir. Oysa tâbi olduğumuz sistem, bizi mutlu etmek, isteklerimizi karşılamak için seferber halindedir. Toprağa attığın elma tohumundan, elma yersin. Yanlışlık yapmıyorsan, yanlışlık yapılmaz...

Noksan işlerin tam neticesi olmaz...
Unutmak yaşamın bir zarureti olsa da yapmak zorunda olduğumuz görevlerimiz için, mazeret değildir...

Benliğine sığınanlar, âlem tarafından yalnızlaştırılırlar. Yalnızlık, tercihlerin neticesinde gelinen noktadır. Yalnızlıktan ve yalnızlaştırmaktan korkanların, etraflarındaki muhteşem birlikteliklere dikkatle nazar etmesi yeterlidir…

Kainatla birlikte yaşama bağlantıları kuramayanlar, geçici tatminlerle kendilerini oyalarlar. Özellikle cinsiyet eksenli birliktelikler, sistemden derin ayrılıştan kaynaklanan boşluğu dolduramayacaktır. Az için feda edilen çoklar...

Mevlana’nın odasında bulduğu âlem, dünyaya sığmayacak kadar genişti. Şems’in yanında bulduğu huzur, kalabalıklardan alacağından daha derinceydi...

Mutluluğun biteceğini bilmek mutsuzluk getirir. Mutsuzluğun biteceğini bilmek mutluluk getirir. Mutluluğun evrenselliğini yakaladığımız oranda, geçmişe ve geleceğe doğru uzanan bir mahiyet kazandırmış oluruz...
Yazımızı hareket ile...

Editör: Betül Eren 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi