KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 06-09-2022 01:32

Bir Kitap: Demir Ökçe / Jack London

Yazan: Gülsüm Berk - BİR KİTAP: DEMİR ÖKÇE / JACK LONDON

Bir Kitap: Demir Ökçe / Jack London

BİR KİTAP: DEMİR ÖKÇE / JACK LONDON 

Doğduğunda kendisine verilen isimle John Giriffith,12 Ocak 1876'da San Francisco'da doğdu.İlk teknesi Razzle  Dazzle'la ile San Francisco Körfezi'nde maceralı bir hayata atıldı.

Kacak istiridye avladı,Japonya'da
fok avlayan bir gemide tayfalık yaptı. 

ABD'yi tek başına dolaştı. Yaşam tarzını değiştirmeye karar verip Oakland'a döndü,liseye başladı;sınavları dışarıdan vererek üniversiteye girdi.

1897'de altın aramak isteyen binlerce kişi gibi Jack London da Kanada'ya gitti ve bu yolculuk yazarlığının keşfi oldu.

Bir yıl kaldığı Klondike hakkında,1903'te yayımlanan Vahşetin Çağrısı ile 1906 da çıkan beyaz diş dahil çok sayıda öyküyü kaleme aldı 22 Kasım 1916 da geride bıraktığı 15 eseriyle,hayata gözlerini yumdu.
Yazarımız böyle bir adam gelelim kitabımıza.

Demir Ökçe Jack London'ın distopya edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilir .

Günümüzden yüz küsür yılı aşkın bir süre önce kaleme aldığı eserinde London,çok eski ama hiç eskimeyen bir hikayeyi konu edinir. EZEN VE EZİLEN MÜCADELESİ tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilir .Yaşadığım yakın çevremde işçi kesiminin ne kadar aşağıda görüldüğü ne kadar ezildiği özellikle lise çağındaki çocukların molalarda etrafıma toplanıp bir öğretmene sorabilecekleri tüm her şeyi bana sorduklarında aldıkları cevaplar ile nasılda ruhunun ezildigini ben de o onaltılı yaşlardaki çocuklarda çok gördüm.

Ben bir halk kahramanı olamasam da ruhumda hep bir yerlerde ezilen ya da dışlanan egosu tavan yapanların egosuna maruz kalan kim olursa olsun pençelerimi içimdeki isyancı kadını çıkartmışımdır hep.

İşçi kesimi hakkında o kadar eminim ki o dünyayı tekrar yazsam okuyanın ağzı açık kalacak kadar haksızlıklar var üst tabaka ve orta sınıf olarak adlandırılan kesimin şu an bile önündeki göbeğinden daha aşağıdakıleri görmeyecek bir şişkinlik edasındalar. 

Yaşanan yer ister Amerika olsun ister ülkem isterse de dünyanın herhangi bir yeri halk daima özellikle emekçiler ezilip hakkı yenilerek birilerinin göbeği ve kasası hep şişecek.

Ve en acısı da bizim ürettiğimiz şeylerin bize dönüşünün bedelini ödeyemiyor olmamız.Nasıl bir sistemse  bizden alınan bir liralık ürün ya da insan gücü sanat ya da beyin (özellikle son yillarda )tekrar bize dönüşü milyona ulaşıyor. Burda satın alınan mı  değerli yoksa emekçimi harcanıyor?

Aslında o kadar şeyler yazmak isterdim ama bazen hayat oturduğumuz yerden okuduğumuz satırlar ile onları yaşayanların aynı duygularda olmadığını öğretiyor.

Demir Ökçe tüm şiddeti ve gaddarlığıyla emekçilerin üzerine yürümektedir.Tröstler,ekonomik ve siyası ilişkiler,faşist devlet yapılanması sanki daha o zamandan yirminci yüzýılda insanlığın yaşayacağı acı olayların habercisi gibidir  ve halen günümüzde de devam etmektedir Sistemin kölesiyiz sanırım temelleride çok önceden atılmış. 

Gerçek ve gerçeğe uygun kitaplar daima ilk tercihim olmuştur . Jack London  da benim için vazgeçilmezler arasında yerini aldı . 

Beyaz diş 
Martin Eden 
Demir Ökçe
Ve bundan sonra diğerleri 

"Bu kere mağlubuz,sevgilim"dedi."Dersimizi aldık.Yarınlarda akıl ve disiplinle davamız yeniden yükselecek. "
 
Keyifli okumalar dileklerimle... 
Sevgiyle kalın

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi