KİTAP ANALİZİ
Giriş Tarihi : 03-11-2022 14:43

Bir Kitap: Aslanlı Yol / Sunay Akın

Yazan: Arzu Ortaören - BİR KİTAP: ASLANLI YOL / SUNAY AKIN

Bir Kitap: Aslanlı Yol / Sunay Akın

BİR KİTAP: ASLANLI YOL / SUNAY AKIN

"Okuduğumuz her kitap, Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazandığımız bir zaferdir."

"Çanakkale Savaşı'nda, siperlerin gerisinde en çok ihtiyaç duyduğumuz ağrı kesici, morfindi... Doktorlar, cepheden taşınan onca yaralıya yetecek ağrı kesiciyi bulmakta zorlanıyorlardı. Ellerindeki ağrı kesicilerin tüm yaralı askerlerimize yetmeyeceği kanaatine vardıklarında, ameliyat edilirse yaşama şansı yüksek olan yaralıya morfin yapma kararı alırlar. 

Yaralı bir asker yatırılır, sedyecilerin sırada beklediği doktorun masasına. Askerin ağır yaralarına bakan doktordan "Bunu kaldırın" sesi duyulur. Kim bilir o doktor bu sözü kaç kez söylemiştir, çaresizlik içinde...

Doktor duygusal bir karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralıya ağrı kesici yaptığında ise, şırıngayı tekrar doldurarak masaya konan yaralı askerlerin acı dolu sesleri arasında görevine devam etmektedir.
"Bunu kaldırın"...
"Bunu kaldırın"...
"Buna morfin verin"...
"Bunu kaldırın"...
O an yaralı askerden inilti halinde bir ses işitilir:
"Baba!"...

Herkesin gözü doktora çevrilir. Acılar içinde kıvranan asker, öz oğludur doktorun...
"Baba!.."

Oğluyla göz göze gelen doktor, sedyecilere dönerek şunu söyler: " Bu benim oğlum... Lütfen gölge bir yere kaldırın"...

Doktorun, önünde yatan yaralı askerin oğlu olduğunu öğrendiğinde istediği tek ayrıcalık, gölge bir yer, sadece gölge bir yerdir.

Bu topraklar, hakkı olmadığı için bir tek ağrı kesiciyi bile oğluna vermeyen,  o güzel, cesur, kararlı insanlar tarafından vatan yapılmıştır!"

Çok etkilenerek okuduğum bu hikayeyi yazarak yorum yapmaya başlamak istedim. Oldukça yoğun duygular yaşadığımız bir süreçten geçiyoruz. Cumhuriyet coşkusunu yaşadık bir kaç gün önce. Bir kaç gün sonrada buruk bir anma yaşayacağız.

Büyük deha, muhteşem asker, ebedi Başkomutan ATATÜRK'ümüzün vefat yıldönümü. Değerli Sunay Akın bu kitabında Cumhuriyet tarihinin ilk aydınlarından bir kaçına değinmiş. Kısa öykülerini de resimlerle bezemiş. Okuması zaten kolay, akıcı ve hızlı olan kalemi böylelikle su gibi akıp gitti.

Kimler var kitapta derseniz; Taksim anıtının yapımında yer alan Sabiha Ziya'nın öyküsü karşılıyor bizi ilk olarak.         

Anıtkabir'in yapımında çalışan, Mimar Sinan'ın hemşehrileri Ağırnas'lı taş ustaları ile devam ediyoruz yola. 

Ertuğrul Fırkateyni'nin kaptanı Ali beyin torunu Hasan Ali Yücel'in öyküsü karşılıyor sonrasında bizi. Köy Enstitülerinin kurucusu, Dünya Klasiklerinin dilimize çevrilmesinin mimari, nice eğitim kurumunun açılmasını sağlayan bu değerli insanı saygıyla anıp devam ediyoruz okumaya.

1937 yılında okula giderken her sabah Çankaya Köşkünden çıkarak halkla dertleşen, sohbet eden Ata'yı izleyen iki küçük çocukla tanışıyoruz bir diğer öyküde ki bu çocuklardan biri ilerde büyük karikatür ve tiyatro ustası olacak olan Altan Erbulak'ın ta kendisi.

Bandırma vapurunun kamarotu Hacı Tevfik beyin oğlu Nurettin ile tanışma sırası geliyor ardından. O zamanlar Atatürk ile tanışmak için sabırsızlanan ondört yaşındaki Nurettin, yıllar sonra Ata'nın kütüphanecisi olan Nurettin Ulusu'nun ta kendisi.

Sahnede Afife Jale, seyirciler arasında Reşat Nuri. Yıl 1920 ve Çalıkuşu'nun doğuşu... 1922'de basılan bu şahane eser, konusu Anadolu'da geçen ilk roman olma özelliği taşıyor. Hepimizin bildiği üzerede savaşın en ateşli günlerinde bile okumaktan asla vazgeçmeyen Ata'mızın başucu kitaplarından.

Yine harika bir kitap okudum. Çok duygulandım, yeni bilgiler edinip bildiğim bazı hikayeleri yeniden severek okudum. 

Tavsiyemdir okuyun, okutun mutlaka Sunay Akın kalemini. Resimli bir eser olması nedeniyle küçük yaştaki yavrularımızın da zevkle okuyacağına eminim.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi