BEN ÖYLE ÇOK ÖZLEMEM KİMSEYİ
Aklıma düştükçe içimde can kesiği bir ırmak akar ince ince
Bir de geceye yaslanmış bir dağ sessizliği çöker üstüme.
Hepsi bu.
"Yani niye aramıyorsun?" diye bağırıp çağırmam
Küsmeyi de bilmem.
Çocukluğumun o bükülen dudakları düşer yüzüme.
Gözlerimde yetim bir yalnızlık
Öyle kala kalırım.
Sitem etmek gibi şeyler düşmez benim aklıma,
"Hiç mi özlemedin" diye de sormam.
Beklerim öyle.
Kafasını aşka uzatmış bir papatyanın kokusunu verebilmek uğruna ölüme teslimiyeti gibi
Gül yaprağına düşen yağmur damlalarının çaresizliği içinde.
Kokuna karışıp yeniden gökyüzüne yükselmeyi beklerim.
Hani o ucuz kıskançlıklar olmaz hiç ben de.
Bilirim.
Sen sana yakışmayanı yapmazsın
Ve bilirim senin her halin en çok sana yakışır.
Hem zaten ben de çok özlemeyi bilmem ki.
Alırım kokunu nefesime
Yağmura karışır gibi yürürüm yağmur yağınca
Kahvaltılarda
O küçücük portakal kabukları olur olmaz boğazıma dizilir sen olmayınca
Acı bir tat düşer boğazıma.
Acı bal tadında bir hasret
Olur olmaz hasretler düşer aklıma.
Bilmiyorum yani yalan değil.
Hani ölümüne özledim der ya insan
Ben de ölür gibi oluyorum elbette ara sıra
Duvarlarda başım.
Ruhum .
Ruhum nerde hiç bilmiyorum.
Ama öyle delirmiyorum da .
Ya hasretin de saklıysa vuslatın en güzeli
Ya seni sevmekse aslolan.
Yok. Ben öyle çok özlemem kimseyi.