ANNE GÖLGESİ
Küçük kızın kulağına gayri ihtiyari karanlıktan bir ses yankılandı;
"Elif güzel kızım nerdesin?"
Bu ses Elif'in annesinin sesiydi;
"Hadi gel güzel kızım gel bak baban geldi. Hem hep o izlediğin çizgi filimde görüp de çok beğenip istediğin ve günlerce 'keşke benimde böyle bir atım olsa anne' dediğin o sallanan oyuncak at var ya işte baban sana aynısından almış."
Elif bu sözleri duyar duymaz elinde oynadığı oyuncak bebeğini yere bırakarak sevinç ile koşarak babasının yanına gitti;
"Canım babam benim sen bana o istediğim sallanan atı mı aldın teşekkürler babammm!" diyerek babasına sevinçle sarıldığı babasının, "güzel prensesim" diyerek onu koklayarak öptüğü ve birlikte evin her yerine dalga dalga mutluluğun yayılarak annesinin de onlara sevinçle sarılışı geldi aklına.
İçini çekti Elif.
Babası o gün Elif'e;
"Canım kızım her ne olursa olsun, her ne yaşarsan yaşa hayal kurmaktan da hayallerinden de vazgeçme. Çünkü önce hayaller ölür ve sonra da senin ruhun ölmeye yüz tutar ve bedenin sadece nefes almaktan ibaret kalır bunu sakın unutma. Bir gün ben ya da annen ya da her ikimiz hiç istemesekte senden ayrılmak zorunda kalabiliriz. Ama unutma biz hep senin hayallerinde ve kalbinde yaşayacağız."
Elif o gün koca gözleri ile babasına tamam dercesine baş salladıktan sonra, hemen sallanan atının yanına gitmiş, onun ambalajını sevinçle açarak bütün gün sallanan atından inmemişti.
Atına da "Bulut" ismini o gün koymuştu.
O gün bugündür de atı Bulut onun en sevdiği oyuncağıydı.
Atıyla sallanırken bir çok hayaller kurardı.
Bir zaman sonra Elif'in annesi hastalanmıştı. Annesinin hastalığı sürecinde şifa bulamamış gitgide ağırlaşmış sonra da hastaneden babasının tarifi ile artık evlerine gelmeyip cennete gitmişti.
O da atı Bulut'a binip hayallerinde annesiyle idi.
Babası öyle demişti Elif'e, "Unutma önce hayaller ölür demişti."
Kim ne derse desin annesinin ölümünü bir türlü kabul etmedi/ edemedi Elif..
Çünkü annesi ölmemişti ki onun hayallerinde hep yaşıyordu.
Ona şarkılar söylüyor, saçını okşuyor, masallar anlatıyordu.
Hatta atı Bulut'un annesi Rüzgar'a da annesi biniyor hep birlikte rüzgarlarla dans ediyorlardı..
Ama bunu kimse bilmiyordu. Bu onların ikisinin arasında bir sırdı.
Annesi kuş gibi cennete uçsa da gölgesi hep onunlaydı.
Çünkü dünyadaki en büyük gölge anne gölgesiydi.