DENEME
Giriş Tarihi : 16-10-2022 15:57   Güncelleme : 17-10-2022 01:44

Anlatımlarımız

Yazan: Sedat İlhan - ANLATIMLARIMIZ

Anlatımlarımız

ANLATIMLARIMIZ 

Bu konuda kesinlikle açmazlarım var. Ne söyleyebilirim göreceğiz. Yazarken düşünce dengelerimi kurabilirsem harika. Hele de sizlerin fikirleri… Mahrum etmediğinizce yolumu aydınlatabilirim, umarım, beklerim.

Öncelikle kelimelerin ağzımızdan çırılçıplak çıktığını kabul etmeli. Bir yürek yangınını aktarırken kullanılan kavramlar yetersiz. Muhatabın ne anladığını bilmemiz ise mümkün değil. Çünkü tecrübelerince, yaşanmışlıklarınca, hassasiyetlerince anlayacaktır kendisince. Bunu denemek çok kolay. Maddi bir nesne tarif edilmeye çalışılabilir. Muhatabımızın nasılda farklı şeyler anladığı şaşılarak görülebilir. Hatta bazı programlarda bu tarz oyunlar oynanır. Seyreder güleriz. Ama gerçek hayatta acı verebilir bu, kabullenmek zor, yapayalnız hissediverir insan kendisini. Görmezsek, hayatımızı yönetemeyiz ancak.

Anlattığımız her ne ise muhatabımızın ilgi alanına girmeli. Aksi iletişim kazası yaşanabilir. İlgisiz midir, bilinmez. İlgili olduğunu düşünerek anlatırız ama buna biz karar veremeyiz.

Anlatım nedenimiz ve tabii ki usülümüz önemli. Bir eksik görmüşüzdür, yanlıştır bize göre. Ciddi bir zararı olmasa da hassasiyetimiz vardır. Veya her şeyi önemli gören bir mantığımız. Her şey bir öncekinin sonucudur ve diğerleri ile ilişkilidir çünkü. Anlatırız. Gerçekleri, bizim gerçeklerimizi bizden duymak istemiyor ise anlamsız. Kapatıverir kendisini, herhangi bir tavır ile. Bazen anlamıyorum der sadece.

Bazen başkası üzerinden anlatırız meramımızı. Bunu nasıl yaptıklarını anlamıyorum deriz mesela. İsim vermesek de dedikodu yapıyor durumuna düşebiliriz. Veya bana ne diyebilir, trajikomik, ama mümkün.

Veya kendi üzerimizden anlatırız. Çıkar tepinir üstümüzde. Yapma o zaman der, diyebilir bunu, dedi de birisi. Unutmadım çünkü çok rahatsız oldum. Toplumumuzun, insanlığın bir açmazını dile getiriyordum oysa. Ciddi bir yarası hatta, kadın hakları. Geçmişte birtakım yanlışlar yapmış olabilirim. Şimdilerde biraz farkındalığım var.

Direkt şunu yap, bunu yapma demeyi hiç konuşmamalı zaten. Karşımızdaki çok ciddi erdem, farkındalık sahibi değilse eğer. İmtihan etmek olur ki bu haddimiz değil.

“Yahu iletişimde sürekli neden anlatmayı, ikaz etmeyi, düzeltmeyi öncelikliyorsun?” diyebilirsiniz bana. Haklısınız, açmazımdır. Çünkü anlamıyorum. Birisi bana bir şeyler aktardığında dinlerim, düşüncelerimi kontrol ederim, değiştirmem gerekiyor ise değiştiririm, genişletmem gerekiyor ise genişletirim. En azından gayret ederim. Tabii ki kendi düşüncelerimi de sürerim ortaya. Ve teşekkür. Dost olmasa söylemez çünkü. Anlamayacağımı düşünse söylemez. İlgisiz görse havadan sudan konuşur. Olması gereken budur bence. Herkesi dost bilmek… Bazen reel değil demek ki. Veya zaman tanımalı dostlara. Deneyimleyip kendi gerçeklerini bulabilmeleri için, sürçtüklerinde ellerinden tutmaya hazır olarak. Bunu hissettirerek.

İletişimimiz kabul ettirme, dayatma tarzına evrilmemeli. Her fikir konuşulabilir. Tartışılabilir, sınırları çizilebilir, getirisi, götürüsü, sonuçları, evveliyatı, etkilenenleri, etkenleri, sorumluları, bizim yapabileceklerimiz… Tez sürüyorsak antitezine açık olmalı yani. İtirazlara, mazeretlere, hafife almalara, hatta suçlamalara.

İyi bir dinleyici olamaz isek anlatımlarımız havada kalabilir. Neye itiraz ettiğini belki anlarız ama neden itiraz ettiğini görmek için derinlere inmek gerekebilir. Bazen kendisi bile bilmeyebilir çünkü. Aslında neye ihtiyacı olduğunu bilmek daha güzel. Her ne kadar her şey bir bütünün parçaları dahi olsa herkesin bütüne ulaşma gayreti her zaman görülmeyebilir.

Bazen de sadece geyik muhabbetine dalarız. Laf olsun, zaman geçsin. Ancak her ne ise konumuz, kendimizi anlatırız aslında. Hedeflerimiz, arayışlarımız, bulduğumuzu sanışlarımız…

Anlatım dedik, ne eksik kaldı dokunmadığımız?

Dertlerimiz... Sadece dostlara, dostlar içinden en özel olana. Bizi her ne olursa olsun özel hissettirene. Öyle olur ki anlatırız ve kendi gücümüzü keşfederiz dostla. Veya onun bir dokunuşunu umut ederek huzura erebiliriz.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi