AN’I YAŞAMAK
İnsanlar olarak hep yürüyoruz, koşuyoruz, bakıyoruz ama hissetmiyoruz, incelemiyoruz, görmüyoruz.
Etrafımızda neler döndüğü hakkında hiçbir fikrimiz yok gibi. Belki de şimdiden başka bir vakti düşünürken var olduğumuzu hissetmemiz çok zordur. Çünkü biz geçmişi düşünürken de şimdideyiz ama fark etmiyoruz.
Aslında biraz akıl yorduğumuzda gerçekten bulunabildiğimiz ve varlığımızı sürdürebildiğimiz tek an şimdidir.
Geçmişe bağlı yaşadığımızda mutsuzlaşmamızın nedeni, var olamayacağımız bir zaman dilimine kafayı takmış durumda olmamız olabilir mi? Belki de o an moleküllerimize, en küçük birimlerimize ayrılıp geçmişteki o anda olmaya çalışıyoruz? Fark ederek veya etmeyerek.
Bireylerin, “Her şey için çok geç kaldım.” , “Çok gerideyim ve yetersizim” gibi düşüncelerinin nedeni, şu anda var olamayacakları bir geleceğin oluşumu kurmaya çalışmaları olabilir.
Benliğimizde sadece şu anda kalmak isteyip, zihnen tam tersini yaptığımız için dengesizleşiyoruz ve bu da zihnimizi olumsuz yönde etkiliyor.
Aslında insanlar olarak bu işi sürdürmek için gereksiz fazla enerji sarf ediyoruz fakat haberimiz yok. Her gün diğer bir günün tekrarı gibi geliyor çünkü şimdiye bir şeyler vermektense şimdimizi o anda olamayacağımız zaman dilimleriyle çarçur ediyoruz. Ben, bugünümüzü güzelleştirebilirsek, ileri ki bugünlerimizin de güzel olacağına inanıyorum. Ve bugüne bir şeyler katmaya, farklılıkları göz ardı etmeyerek başlanmalıdır.
Bahçemizdeki bitkilerin hangi tür olduklarını öğrenmeden onlara gerçek anlamda faydalı olamayız. Önce onları tanımamız ve uyarılara verdikleri tepkileri gözlemlememiz gerekir. Eğer biz 8 saatlik aralıklarla günde 3 defa sulanması gereken bir bitkinin 3 defa gerçekleşen bir şimdi de alması gereken su miktarını 1 defalık bir şimdi de verirsek, bitki en iyi ihtimalle hastalanır, en kötü ihtimalle ölür.
Bu sebeptendir ki, ruhumuzun ve zihnimizin durulmaya ve şimdiye olan ihtiyacını göz ardı etmemeliyiz. Çünkü şimdiye duyulan ihtiyacımızı diğer zaman dilimleriyle dolduramayız.
Kıymetini anlayarak ve fark ederek şimdimize zaman ayırmalıyız, ne acele edip geleceğe gitmeli, ne de bizi ele geçiren geçmiş hislerle geçmişe gitmeliyiz. O yüzden ben derim ki şimdinizin kıymetini bilin, çünkü ileri ki zamanlarınızda onlar ulaşamayacağımız, içinde bulunamayacağımız birer an olacaklar.
