ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 16-10-2023 18:03   Güncelleme : 16-10-2023 20:32

Huzur / Ahmet Keskin

Yazan: Ahmet Keskin -HUZUR

Huzur / Ahmet Keskin

HUZUR

Kaktırma arabasını kaldırım üstüne park ediyor. Ön tekerinin önüne aracından küt bir takoz alıp koyuyor. Sağlama aldıktan sonra yola yakın bir masaya yerleşip kendine çay söylüyor.

Üzerinde yarım günün yorgunluğu, çok şeyler elde edebilmenin umudunu, yüzünde gülüşünü beraberinde taşıyor. Üstüne inen güneşten rahatsız olmadan, cebinden sigara paketini çıkarıp, içinden aldığı birini dudakları arasına yerleştirip, çakmağı ile yakıyor. Çektiği ilk nefesi ciğerlerine gönderiyor.

Bir süre sonra büyük bir duman bulutunu dışa savuruyor. Bu savuruşla rahatlıyor. Boştaki elini sandalye ardına atıp geriliyor. Bu huzur onca insan içinde hiçbirinde şu an yoktur.

O ellili yaşların görmüş geçirmişliği, yaşadıklarının ayırdında tavrıyla kendisi ile barışıktır. Kahveci çayı önüne, "Buyrun... Afiyet olsun" ile koyduğunda "sağ olun" yapıştırıyor.

Kahveci ayrılmıyor yanından. Onun arabasındaki kağıt yığınlarına, teneke plastik öbeklerine bakıyor:
-Hepsi bugüne mi ait?
O şekeri çayına katarken:

-Evet sabahtan bu yana topladıklarımı yapıştırıyor.

-Peki tümü kaç lira eder?

-Elli lirayı geçer, diyor.
Kahveci şaşkınlığını gizliyemiyor.

-Kusura kalma, benimki sadece merak. Bunları kimler alıyor?

-Burada Migros altında bir, aşağıda ise bir kaç yer var.

-Peki her gün götürüyor musunuz paraya dönüştürmek için.

-Hayır, biriktiriyorum.

-Çalmıyorlar mı?

-Kilitli depo gibi bir yerim var. Çoğaldığında telefon ediyorum.Bir araç yolluyorlar. Depomdan götürüyorlar. İstersem ben gidiyorum, tartı sonrası ücreti peşin veriyorlar. Gitmezsen hesaba kaydediyorlar:

-İyiymiş. Akşama kadar bu kadar daha toplayabilir misin?

-Hiç belli olmaz ki! Bir bakarsın toplanır, bir bakarsın olmaz. Çünkü toplayanlar sayısı oldukça fazla..

-Herkes her mahalleye girebilir mi?

-Girer.

-Yani bu bölge benim,şu bölge senin..

-Öyle birşey yok. Dolaşabildiğin her yer senin bölgendir. Kısıtlama yok.

Bir müddet sessizleşiyorlar. Sessizliği kahveci bozuyor:
-Ayda üç bin lira kazana biliyor musun peki?

-Neden olmasın? Çoğu zaman geçer.

Yan masadan kahveciyi çağırıyorlar. Ayrılırken, "Bana bir çay daha verir misin?" diyor. Sigarasının son nefeslerini çekerken çayın son yudumunu kafasına dikiyor. Bakışları arabasını süzerken bir sigara daha ekliyor.

Yüzünde huzur, tatlı tatlı gülümsüyor. Güneş yüzünü ışığa boğuyor. Huzur şuan yorgunluğunun üstüne bağdaş kurup oturmuştu...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi