Sanal

Turan Demirci

11-03-2022 21:18

Advert

Yıllar önceydi, bir müzik çalışması için stüdyo arayışım vardı ve bir tanıdığımın tavsiyesiyle bir yerle randevulaştım. Randevuya gideceğim akşam misafirim olan tanıdığıma “hadi gel beraber gidelim” dedim ve adrese gittik.

Bahçe içindeki tek katlı binaya girdiğimizde, salonunun kayıt stüdosu olarak ayrılmış bölümünün kayıt masasında arkası bize doğru oturan vatandaş benim selamlamam ile bize doğru dönünce önce benim selamımı aldı, sonra şaşkın bir ifadeyle arkamda duran tanıdığıma baktı ve “ vaaay ……. sen nerelerdesin yahu” dedi.

Ben bir yandan şahsa bir yandan tanıdığıma bakarken şahıs ekledi “ Seni o kadar bekledik, daireleri de beklettik ama senden haber çıkmayınca bizde sattık” deyince bizimki mahcup bir ifadeyle “bazı aksilikler oldu o yüzden gelemedim” dedi.

Stüdyonun sahibi olan vatandaş çok tanınmış inşaat firmalarından birinin sahibi, ek iş olarak da müzik işine girmiş, hem kendi müzikle alakalı olduğu için hevesini tatmin ediyor hem de dışarıdan gelen müzik işlerini yapıyorlar.

Oradaki işim bitti ve ayrıldık. Eve dönerken tanıdığım hikayeyi anlattı. Çok uzun yıllar çok zor şartlarda çalıştığına ben tanığım. Sabahın altısından gecenin on birlerine kadar süren bir mesaiyi yıllarca sürdürdüğünü biliyorum. Tüm bu zamanlarda da hep kirada oturdu. Zaman içinde bankada bir miktar parası birikiyor. Bir süre sonra bankadaki bir görevli birikimini borsa üzerinden değerlendirmesini öneriyor, öneri eyleme dönüşüyor, kazanç ivme kazanıyor, biraz daha biraz daha derken karşılaştığımız mütahhitten iki tane dubleks daire alacak kadar bir meblağa ulaşıyor. Pazarlığı yapıyor, satın alma aşamasına geliyor ve sözleşiyorlar ama portföyünü yöneten görevli borsanın yükselme eğiliminde olduğunu biraz daha beklemesinin iyi olacağını söylüyor. Ama beklenen olmuyor. Borsa düşüşe geçiyor, düşüyor, düşüyor.
Vefatına kadar kirada oturmaya devam etti…

Hani “para araçtır” derler ya bende hep şöyle derim “evet para bir araçtır ama hırsını kontrol edemediğinde freni boşalmış bir araçtır”

Geçmişte olduğu gibi bu gün de insan zihni her şeyi çoğaltmak üzerine hareket ediyor. Satın alınabilir değerlerin bu kadar artmasının altında insanın bu çoğaltma isteği yatıyor. Helede bu günün dünya düzeni içinde insanın rahat yaşama isteğini tetikleyen para üzerinden para kazanma hırsı çok zor şartlarda kazanılanların anlık risklerle heba edilmesine yol açabiliyor. Hele birde o paranın devamı yoksa sonraki hayatlar hem şahısların kendi iç dünyalarında hem de çevreleriyle yıllarca bitmeyecek çekişmelerine sürtüşmelerine de gerekçe oluyor.

Amatör ruhlarla ve duygusallıkla şahsın boğazından veya ailesinin nafakasından artırarak biriktirdikleri profesyönellerin para oyunları arasına dahil olduğunda gerçekte kazananın kim olduğu zaten bellidir. Çünkü kural başından bellidir “kumar her zaman kasaya çalışır” Anlık kazançlar, kısa süreli karlar olabilir zaten sistem de tam olarak bundan yararlanır. Sizi tam kazanma hissine alıştırdığında kaybettirir. Şehir efsaneleri üzerinden yürüyen bu yüksek kazanç hikayerinde ben hep şunu sorarım “ bunca yıllık ömründe çok yakınından birinin yüklü bir meblağ kazandığına ve bu kazançla sonraki hayatında devam eden varlıklı yaşantısına şahit oldun mu” ?
Bu sorunun cevabı her zaman “hayır” dır…

Bunun iki nedeni vardır, birincisi zaten kazanamazsınız, ikincisi ise kazandığınız ufak meblağı hırsınıza yenik düşerek çoğaltmak için tekrar sisteme sokarsınız. Orada da sistem Trakyalıların kullandığı bir söz vardır ona döner “alcan vercen, alcan vercen, alcan… vermeycen”

Biliyorsunuz son dönemlerde sanal para gündemde. Eleman bankadan kredi çekip sanal paraya yatırıyor. Sohbet ederken “ne durumdasın” diye soruyorum, keyifli bir şekilde yükseliyor diyor, yükseliyor…
Birkaç hafta sonra yüzü asılmaya başlayınca hayırdır diye soruyorum.
-Sorma diyor, yatırdığım paranın dörtte üçü gitti, şimdi yükselmesini bekliyorum ama hiç hareket yok.
-Sıkma canını diyorum, reel paranı sanala yatırdın, zaten istediğin sanal para değilmiydi? Aha işte senin para sanal oldu…

DİĞER YAZILARI Ama Hep Bizim Koyunlar 01-01-1970 03:00 İyilik Kazansın 01-01-1970 03:00 Cins... 01-01-1970 03:00 Hafife Alma 01-01-1970 03:00 Hepiniz Tarihe Geçeceksiniz 01-01-1970 03:00 Tapusunu mu Aldın 01-01-1970 03:00 Yapay Zeka Bard 01-01-1970 03:00 Bir Reklam Gidelim 01-01-1970 03:00 Şeker Gibi 01-01-1970 03:00 Seçim 01-01-1970 03:00 Basit 01-01-1970 03:00 Doğrunun Yanında Durmak 01-01-1970 03:00 Tansiyonum Çıktı 01-01-1970 03:00 Yön Tayini 01-01-1970 03:00 Zaman 01-01-1970 03:00 Doğru Müzik Henüz Çalmadı 01-01-1970 03:00 İlk Emir 01-01-1970 03:00 Köprü 01-01-1970 03:00 Eski Evler Renksiz Olur 01-01-1970 03:00 Uyum... 01-01-1970 03:00 Şahsiyet 01-01-1970 03:00 Sevmek Lazım 01-01-1970 03:00 Kural 01-01-1970 03:00 Ha Deyince Olmuyor 01-01-1970 03:00 Özlem 01-01-1970 03:00 Ben Yaparım Abi 01-01-1970 03:00 Çizgi 01-01-1970 03:00 Yaşamadan Öğrenemezsin 01-01-1970 03:00 Adam... 01-01-1970 03:00 Ver Paşam 01-01-1970 03:00 Elimizden Geldiğince 01-01-1970 03:00 Bazı Şeyler Hiç Değişmiyor 01-01-1970 03:00 Çalmanın da Bir Adabı var 01-01-1970 03:00 Hacamat 01-01-1970 03:00 Güç... 01-01-1970 03:00 Ne Yazmalı? 01-01-1970 03:00 Bilgi mi Beceri mi? 01-01-1970 03:00 Kendini Değerlendir 01-01-1970 03:00 Yol... 01-01-1970 03:00 Gülümseyin 01-01-1970 03:00 Ekip İşi 01-01-1970 03:00 Ahlak mı Dediniz 01-01-1970 03:00 Kullanma Kılavuzu 01-01-1970 03:00 Klasik 01-01-1970 03:00 Başkasının yerine düşünme 01-01-1970 03:00 Geri vites 01-01-1970 03:00 Meydan Mustafa 01-01-1970 03:00 Okul mu?.. 01-01-1970 03:00 Enerji 01-01-1970 03:00 Profesyonel 01-01-1970 03:00 Çeşit 01-01-1970 03:00 Karar Ver 01-01-1970 03:00 Çıplak Gerçek 01-01-1970 03:00