ŞİİR
Giriş Tarihi : 12-10-2025 12:43   Güncelleme : 13-10-2025 10:47

Söyle  İstanbul / Suna Türkmen Güngör

Suna Türkmen Güngör -SÖYLE  İSTANBUL

Söyle  İstanbul / Suna Türkmen Güngör

SÖYLE  İSTANBUL

İzbe düşlerin hatemi bu gülüş;
Harem garında solan.
Masalımsı girdapların tozunu atarcasına,
Son bakışta tükenir 
Mahrem duyguların ezgisi,
El sallarken;
Bir İstanbul masalına.

Söyle, bizden kalan martılara,
Hangi çığlığında erimedik,
Atılan simidi yutarken?
Hangi uçuşuna göğüs çırpmadık;
Düşerken kanadından bir telek
Ve kağıt helva kırılganlığında 
Tarumar?

Söyle, boğazın parıltılı yansımasına;
Hangi büyülü akşamına kapılmadık?
Hangi vapura el sallamadık alargada?
Şimdi siren sesinde yankılanır,      Kutsanmış ayrılıklar!
Yitmiş Beyoğlu sokaklarında,
Masum hatıralar.
Süpürmüş tozunu,
Tarçınlı boranlar.

Ey sahil boyu Bebek!
Kaç busenin şahidiydin sen,
Yumar oldun gözünü?
Kaç tutulmuş yüreğin,
Tutulmayan eliydin?
Kaç dolunayına bağlanmış dilek,
Kaç kurumamış mendilin diliydin?
Anlat vefasızlığa,
Söyle hummalı gecelerinin 
Yansımasını tutkulara; 
Yudumlanırken buruk şarabın,
Taraçanda.

Duysun!
Ortasına uzanmış sahilinin,
Yürüdükçe sallanan tahta zeminli,
Balık restoranında;
Korkuyla yenen
Yoğurlu mezeler,
Yedikçe büyüyen gözler.
Tılsımında, sancılanan ölüm
Değildi, korkular,
İhtimal olabilirdi ayrılıklar.
Yosun kokuluydu sevdalar.
Hüznü damıtan dublede,
Rakı şişesinde
Ve kulaklara fısıldanan
Esrik meyde,
Kemanın arşesinden dökülen,
Hüzzam akşamları,
Kanlıca'nın.

Uzaklığın timsali Kız Kulesi; 
En çok sen anlarsın beni!
Şimdi uzaktan izlerim sen gibi
Sol yanımda,
Vedanın busesini.
Kıyılarına çarpan her dalgada,
Yudumlarım hüznün kahvesini,
Tadarım her nefeste,
Hicranın telvesini.

Düşmüş çehresine rengârenk,
Yakamoz ışıltıları Üsküdar'ın.
Titreyişinde göz alıcı renklerinin;            Tufanı var her kahkahasında,
Bin yıllık ağıdın. 
Uzanmış Ay'ın selvisimine tekneler,
Süzülür gümüşi yalnızlığa.
Daha ne kadar ışıltacaksın,
Yalancı baharının matemini?
Ne kadar parlatacaksın,
Buğulu ayrılıkları?
Ne zaman doyacaksın,
Gülüşleri soldurmaya?
Yaz yazabilersen İstanbul,
Güzelliğinle tezat yaşamlara;
Şaşaana uyan masalını!

Düşlerin; düş olmaktan düştüğü,
Sarıldığı eyvallahına.
Darıldığı; büyüsünde kaybolan, 
Meşklerin hülyasına. 
El etek çekilemeyen aşklardan,
Coşkun sevdalardan,
Bulanıp yalanına renklerinin;
Geldik şimdi vedasına.
Öp alnından anıların,
Küllensin içinde,
İstanbul hatırasının.

***

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi