ŞİİR
Giriş Tarihi : 12-11-2023 21:12   Güncelleme : 12-11-2023 21:52

Perva / Yusuf Gökbakan

Yusuf Gökbakan -PERVA

Perva / Yusuf Gökbakan

PERVA

Bir orkide, sırcısı karanlığın.
Koyu beyaz duvarda aşk yansıları,
İrkilen ışık kırıkları, kollamalar;
Hüzmesi şaşaalı parlaklığının,
Boyayadursun varsın, şakakları kanım.

Öğütü aşk üzere bu gece
Derilmiş bir hasat üstünde,
Bağdaş kurup caka basan,
Alımlı dantelasıyla tatlılığın.

Hepten başlıyor raksı işte albenili salınışların
Avans dağıtan yıldız falı,
Parmak hesabı topu topu vuslat;
Ama ey sevgili nitelik,
Seninle anlatılmalı ulu orta
Tesiri dalgalanışların.

Bacak bacak üstüne atmış bir ıstakoz,
Göz kırparken içimizi işgal eden çocuğa.
Henüz vaftiz edilmemiş hikayemiz
Kayacak kalemin ucundan.

Kalem kalem his akacak,
Haç çizecek istavroz,
Dervişler çileden çıkacak ansızın
Semaya duracak Mevleviler.

Göbek bağı kesilmemiş yaldızlı zamanlarda
Emrine amade sayısız nedimeler.
Yıl katacak ömrüne peyderpey 
Dört dönecek etrafında
Gün yüzü görmemiş periler.

Henüz başlamaktadır hikaye,
Konuşma çizgileri çok olmayacak satır başlarında...
Bu gece söz, bakışların!
Dudaklarından düşen pelerin,
Çok yakışacak yazgıma cancağızım!

Tavaf ederken gözlerin gözlerimi
Kokunu öğütecek yelkovan.
Saçının teli kadar,
Yıldız dökülecek bağrıma; pare pare.

Mancınıkla tüm kırmızıları atacağım başından aşağı
Batacaksın topuğuna kadar güle.
Mutluluk nedir ilk kez bileceksin belki de,
Sen ey, en eşsiz kelamlara girizgâhım!

Seni yankılayacağım her yöne mahir bir tonla
Adını haykıracak patlayana dek boğazım
Aksi titretecek gök pervazını,
Koymalı bir kenara med-cezir
Bu gece pervasını.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi