İSTANBUL'UM
Martılar denizde şarkı söylüyor.
Vapurlar ihtişamla geçiyor.
İyot kokusu genizleri yakıyor.
Balıklar ağlarla çekiliyor.
Heyamola sesleri etrafta yankılanıyor.
Deniz bereketiyle sandallardan taşıyor.
Dalyanlar balıkla doluyor.
Tablalardaki yerini alıyor.
Sandallar ağır ağır salınıyor.
Güneş tüm kızıllığı ile günü bitiriyor.
Adeta bir efsun etrafa yayılıyor.
Eminönü o günlük telaşına son veriyor.
Haydarpaşa gidip gelene kucak açıyor.
İstanbul'um güzelliği ile büyülüyor.
Yedi tepe, üstünde muhteşem bir şehir taşıyor
Fatih gururla yerinde yatıyor.
Bütün dünya İstanbul'a gıpta ile bakıyor.
Zaten Napoleon dünyanın en güzel şehri İstanbul demişti.
Herkes bunda birleşmişti.
Çünkü bütün aleme hitap ediyor.
Buram buram tarih kokuyor.
Boğaz inci gerdanlık gibi uzanıyor.
Turistler buraya bayılıyor.
Geceleri rüya gibidir.
Gündüz bir masal şehridir.
Bütün dünyaya örnektir.
Adalar sıra sıra dizilidir.
Adeta Marmara Denizi'nde bir kolyedir.
İstanbul tüm başkentlere bedeldir.
Çünkü o bir efsanedir.
Tarihin en canlı örneğidir.
Medeniyetlerin beşiğidir.
Ayasofya, Sultanahmet Cami.
Sonsuza kadar kavi.
Kız Kulesi ile Galata kulesi
Biri deniz, biri kara esintisi.
Emirgan'ı ve Aşiyan'ı çayı ile an.
Kanlıca'nın yoğurdu, Sarıyer'in böreği meşhurdur inan.
Beyoğlu ise pek bir yaman.
Gündüzü ayrı, gecesi ayrı
güzellikte bir semttir.
Beyoğlu'na gitmek bir ritüeldir.
Adeta podyum yeridir.
Gezmek bile bir inceliktir.
Zerafeti ne de şahanedir.
Kalkedon körler ülkesi.
Kadıköy'dür şimdiki ismi.
Bir de ünlüdür boğasıyla Bahariye semti.
Bostancı, Suadiye, Fenerbahçe adlarıyla bile mest etti.
Ata'm İstanbul'u düşmandan çekti aldı.
6 Ekim belleklere kazındı.
Eskisini özlüyoruz İstanbul'un.
Ne olur eski İstanbul'umuzu bulun.
