ANI
Giriş Tarihi : 28-10-2023 23:13

Bravo / Metin Özdoğan

Yazan: Metin Özdoğan -BRAVO

Bravo / Metin Özdoğan

BRAVO

İstanbul’dan Mersin'e gittim. Uzun bir yolculuk; otobüs ile on altı saat sürüyor, yollara dağlara baka baka gittim. Koltukta arada bir uyukladım; bu ne kadar sürdü, bilmiyorum. Derin bir uyuklama değildi bazen gözüm gördüğünce tarlada çalışan insanlara baktım hızla yanlarından geçerken. Hatta bazen çok uzaklarda çoban olduğunu düşündüğüm kişi koyunlarını otlatıyordu sanki ama benimki tahmin tabii ki. Önümdeki koltuğun bana bakan kısmında TV var, arada bir onu açtım ve bazen film bazen de haberleri izledim. Yani bir yolcu, uzun bir yolculukta ne yapabilirse ben de onları yaparak yarı uyanık yarı uyur vaziyette onca yolu bitirmeye çalıştım.

Otobüsteki yolcular arasında bir de yaşlı bir kadın vardı, arada bir eski şarkılar mırıldanan. “Yaşlı kadın” dedim, sanki ben ondan çok gençmişim gibi. Yaş olarak o kadından bir farkım yok, aynı yaşlarda sayılırız. Yani o nine, ben dede olacak yaşlardayız.

Şimdi diyeceksiniz; “Nereden biliyorsun o kadının söylediği şarkıları?” Dedim ya, “aynı jenerasyonuz” ve o yüzden biliyorum söylediği tüm eski şarkıları. Nasıl mı duyuyorum ne söylediğini? Benim hemen önümdeki koltukta oturuyor çünkü.

Neyse konuyu dağıtıyoruz.

Dağlara, tarlalara ve tarlada çalışanlara, yollara, yanımızdan geçen arabalara baka baka ilerledikten sonra, otobüs belli yerlerde ve zamanlarda mola verdiğinde muavin çocuk anons yaptı; “Sayın yolcularımız, on beş dakika ihtiyaç molası" diye.

Otobüs boşaldı bir anda. Kimi koşarak WC’nin yolunu tuttu, kimisi krizden çıkmış gibi, çok sevdiği ve en iyi dostuna sarıldı hemen; hiç yanından ayırmadığı, sevinçinde, üzüntüsünde yaktığı sigarasına.  Sanki içince sevinci çoğalacak veya dertleri azalacak gibi… Birçoğunun yıllar sonra lanet edeceği belki de edemeden onları tez zamanda kara toprağın altına sokacak aslında en büyük düşmanına “Canım” diyenler öyle nefes çektiler ki sigaralarından, zannedersiniz dünyanın en temiz havasını içlerine çekiyorlar ciğerlerine.

Bir zamanlar benim de dostumdu o hain sigara. Bana da telkinlerde bulunuyorlardı bırakayım diye ve ben de dinlemiyordum kimseyi ama sonra kısmet oldu bıraktım. Şimdi çok memnunum. Keşke çok daha önce bıraksıymışım. Bu konu açılmışken ben de içen herkese, sigarayı bırakmalarını tavsiye ediyorum, umarım beni dinlersiniz.

Neyse konuyu yine dağıttık.

Otobüs birkaç defa daha mola verdi. Yolculuk esnasında arada sırada kahve, su ve meyve suyu ikramı oldu. Önümdeki yaşlı kadın şarkılar mırıldanmaya devam etti. Önümdeki koltukta oturduğu için mecburen ben de dinlemeye devam ettim.

Ve yolun sonuna gelince otobüs, muavin yine bir anons yaptı; “Mersin’e hoş geldiniz, cümleten geçmiş olsun!”

Otobüs, terminalde durduğunda herkes otobüsten inmek için ayaklanmaya başladı. Ben de yerimden, ön tarafa gitmek için kalktım.

O yaşlı hanımefendide yerinden kalktı ve şoförun yanına gidip ona sarıldı; “Bravo sana şoför oğlum!

Yolları karıştırmadan ve hiç tereddüt etmeden bunca yolu geldin. Ben olsam, bu yolları karıştırır ve buraya kadar gelemezdim. Bu yüzden seni, canı gönülden kutluyorum şoför oğlum! Allah sana sabır versin” dedi.

Ben, şoför ve diğer yolcular şaşkın şaşkın birbirimize bakakaldık…

Editör: Serhan Poyraz 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi