ANI
Giriş Tarihi : 04-01-2023 17:41

'Abla Benden Olsun'

Yazan: Muazzez Özcan -'ABLA BENDEN OLSUN' 

'Abla Benden Olsun'

'ABLA BENDEN OLSUN' 

Gecenin dondurucu soğuğu sarmış şehri. Yerler buzlu, ağzımdan çıkan nefes buz tutacak gibi. Düşmemek için çok dikkatli basarak yürümeye çalışıyorum. Otobüsün kapısına yaklaştım “çok şükür” diyorum, kazasız belasız gelebildim otobüsün yanına. Tam otobüsün kapısına yaklaştım, elinde satmaya çalıştığı mendillerle bir çocuk. Hiç uğraşacak halim yok bir an önce otobüsün içine girmek tek derdim.

Çocuk, “Alır mısın abla?” diyerek uzatıyor mendili bana. Başımdan bir an önce savmak için “Yok istemem” diyorum. “Al abla lazım olur” diyor. Kurtulmak için “Param yok” diyorum.  "Olsun abla al sen, para istemem benden olsun." diyor. “Olmaz öyle şey, istemiyorum, mendilim var." diyorum ve otobüsün içine atıyorum kendimi. O anda bencilce sadece kendimi düşünüyorum, mendilci çocuk falan pek umurumda değil. 

Soğuktan kurtulmanın verdiği rahatlıkla koltuğuma yöneliyorum. Yerime oturmadan önce montumun cebindeki cep telefonumu çıkarmak için elimi cebime sokuyorum. Elime bir paket geliyor, çıkarıp bakınca mendil paketini görüyorum ve şaşkınlıkla bakıyorum, daha önce yoktu cebimde. O anda anlıyorum durumu ve yanımdaki yolcuya para bozup bozamayacağını soruyorum. Aslında param yok demekle bozuk param olmadığını söylemek istemiştim ama çocuk beni gerçekten parası olmayan bir garip yolcu sanmış olmalı o temiz kalbiyle. Yanımdaki yolcu bozuyor benim paramı.

Hemen koşuyorum otobüsün kapısına. Mendil satan çocuk aynı yerde elindeki mendili satmaya çalışıyor otobüse binen yolculara. Soğuk pek umurunda değil, esmerliğinin altında kalmış kızarmış burnu, kapkara ışıl ışıl gecenin karanlığında yıldız gibi parlayan gözleri ve bembeyaz dişlerini sergileyen tüm masumiyetiyle, yüzünü aydınlatan gülümseyişiyle on iki on üç yaşlarında, üzerinde incecik montu ve eldivensiz çıplak elleriyle gecenin soğuğunda para kazanmaya çalışan bir çocuk. Öylece bakıyorum bir süre kimse kalmayınca yanına yaklaşıyorum, omzuna dokunup, elimdeki mendili gösteriyorum “bu ne?” diye soran gözlerle. Kocaman sıcacık bir gülümsemeyle “Olsun abla bir şey olmaz, sana lazım olur, benden olsun” diyor yine kocaman bir kalantor gibi, gayet mutlu ve kendinden emin, “Böyle yaparsan nasıl para kazanacaksın, yazık değil mi sana bu soğukta” diyorum. “Bir şey olmaz abla." diyor yine o ışıl ışıl sevgi dolu gözleriyle. 

Parayı uzatıyorum “Yok abla istemez, benden olsun." diyor yine. Oysa bana “hani paran yoktu abla, nereden buldun?” dese ve yüzüme baksaydı utancımdan yerin dibine girecektim o anda. Ama o çocuk, hesapsız, çıkarsız, dümdüz, tüm masumiyetiyle, henüz tertemiz kalbi, kirlenmemiş. Herkesi kendisi gibi doğru biliyor. “Al şunu” diyorum ve kararlı bir şekilde bakıyorum suratına.

Kararlılığımı görünce alıyor parayı ve diğer eliyle cebinden para üstünü vermek için bozuk paraları çıkarıyor. “Hayır istemez üstü kalsın” diyorum. “Abla bu çok, olmaz” diyor telaşla paraları ayırmaya çalışıyor, bazıları yere düşüyor. Bir şey olmaz, canın sağ olsun, benden olsun” diyorum gülümseyerek. Utanarak tüm dişlerini meydanda bırakan o buzları eriten gülümsemesiyle “Sağ olasın abla, Allah razı olsun” diyor.

“Sen de sağ ol çocuk, sen de sağ ol yoksul memleketimin gönlü varsıl gözü tok çocuğu” diyorum yerime geçerken. Dışarıda buz gibi dondurucu bir hava sarmış bu doğunun küçük, sevimli şehrini. 

İçinde henüz tüm masumiyetleriyle tertemiz kalmış, henüz insanlara olan güvenleri zedelenmemiş, sıcacık gülüşleriyle kışları bahara çeviren, bir şeyler yaparak para kazanmaya, ailelerine destek olmaya çalışan çocuklar. İçimde adlandıramadığım değişik duygular, boğazımda düğümleniş bir şeyler ve gözlerimden her an akmak için fırsat kollayan gözyaşlarım. Otobüsün camından dışarıya bakıyorum, gecenin karanlığında geride kalıyor şehir ve mendil satan çocuk. Bense öylesine bakıyorum bom boş, gecenin kapkara soğuğuna ve evsiz barksız olan canları düşünüyorum, yine içimde kor gibi tarifsiz bir acıyla.

Otobüsümüz yol almakta bembeyaz karlarla kaplı dağların arasından, kıvrıla kıvrıla devam eden yollarda.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi