Sevgi

Mehmet Şahan

23-01-2024 22:25

Advert

Canlılar, hayatlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri için çeşitli besinlere ihtiyaç duyarlar.

Çeşitli kaynaklardan sağlanan bu besinlerinin en başında güneş, hava, su ve gıda maddeleri gelmektedir.

Ancak; insan öyle bir varlık ki, onun iki yönlü besine ihtiyacı vardır. Birincisi güneş, hava, su ve çeşitli gıdalar insanın fiziki ihtiyaçlarını karşılar. İkincisi ise ruhunun ihtiyaçlarıdır.

İnsanın yaşamında iki yönlü besin ihtiyacının dengeli ve yeterli ölçüde sağlandığı sürece sağlıklı bir yaşamdan söz edebiliriz. Aksi takdirde dengesiz veya yetersiz olan tarafta çeşitli rahatsızlıklar hatta hastalıklar ortaya çıkabilir.

Bugün, insan ruhunun olmazsa olmazı olan “sevgi”den söz edeceğiz.

İnsan bedeninin sağlığı için hava ne ise, su ne ise, gıda ne ise; ruhu içinde sevgi aynı derecede ve hatta daha fazla önem arz etmektedir.

Ruh, insanın duygu dünyasının isim almış, kurumsallaşmış halidir. İnsan mutluluğu, duygu dünyasının yeterli ve düzenli beslenmesine, huzurlu olmasına bağlıdır.

Sevgi, ruhun en temel ve vazgeçilmez gıdasıdır. Ruh sağlığı ise beslendiği gıdanın miktarına ve derecesine göre şekil alır. Koşulsuz ve karşılık beklemeden duyulan sevgi en saf ve en yüce olanıdır. Bu tür sevgiyle beslenen bir ruh mutluluğun zirvesine erebilir.

İnsan için en başta olması gereken Allah sevgisidir. Daha sonra Peygamber sevgisi, anne-baba sevgisi, evlat sevgisi ve insan sevgisi gelmektedir.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şerifinde; “Mü’min olamazsınız iman etmedikçe, iman etmiş olmazsınız birbirinizi sevmedikçe” diyerek sevginin önemini çok açık olarak dile getirmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere dinimiz, Mü’min olabilmek için birbirimizi yani insanı sevmeyi şart koşmuştur.
Sevmek, herhangi bir karşılık beklemeden olursa değeri katlanarak artmaktadır.

Bu konuda yine Peygamber (s.a.v.) Efendimizin:
“Seveni sevmek ‘her kişiye’ mahsustur,
Sevmeyeni sevmek ‘er kişiye’ mahsustur” sözünde sevginin en yüce mertebesini görmekteyiz.

Peygamber (s.a.v.) Efendimizin sözlerinden de anlaşılacağı üzere hiçbir karşılık beklemeden hatta sevmeyeni bile sevmenin ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz.

Sevginin sıralamasında elbette ki, varlığımızı borçlu olduğumuz “Allah’u Teâlâ” ve hemen ardından “Peygamber sevgisi” en başta gelmektedir. Bizi Yaratan’a kul olmanın bilinci ve idraki ile Allah’u Teâlâ’yı sevmek zorundayız. Bu, bizim kulluk borcumuzdur. Ayrıca, peygamber sevgisi de Allah’u Teâlâ’ya  karşı yapmamız gereken kulluk görevlerimiz içerisinde yer almaktadır. Allah ve Peygamber sevgisi, ibadetlerimiz için de belirleyici bir ölçü olmaktadır. Onlara karşı olan sevgimizin derecesi ölçüsünde ibadetlerimizde samimiyet olur. Aksi takdirde ibadetlerimizin derinliğinden söz etmemiz mümkün değildir. Bir anlamda, ne kadar sevgi, o kadar samimiyet diyebiliriz.

İkinci sırada, anne ve baba sevgisi gelmektedir. Varlığımızı borçlu olduğumuz anne ve babalarımızı sevmek ise onlara karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Diğer bir anlamda vefa gereği onları sevmek zorundayız.

Allah’u Teâlâ, İsra Suresi, 23. ayeti kerimesinde mealen:
– Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne  babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.

24. ayeti kerimesinde mealen:
- Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.

Her iki ayeti kerimeden de anlaşılacağı üzere, Allah’u Teâlâ’ya kulluk ile ana babaya iyilik yan yana anılmış, böylece bu görevin önemi vurgulanmıştır.

Yine Peygamber (s.a.v) Efendimizin bir hadisi şerifinde; “Allah’ın rızası, anne babanın rızasına bağlıdır” diyerek anne babanın bizler için ne kadar değerli olduğunu anlatmıştır.

Buraya kadar anlatılanlara baktığımızda “sevgi” insanın özünü, sözünü, kişiliğini, kimliğini, değerini, inancını ve Allah katındaki yerini belirlemede çok önemli bir etken olmaktadır.

Sevgi, bulunduğumuz yerdeki konum ve değerimizin bir ölçüsüdür.

Sevgi, insan olduğumuzu belirleyen bir değerdir.

Yazımı yine çok önemsediğim şu sözle bitirmek istiyorum:
“Seveni sevmek ‘her kişiye’ mahsustur,
Sevmeyeni sevmek ‘er kişiye’ mahsustur”

DİĞER YAZILARI Kılıf Hazırlamak ve Bahane Bulmak 01-01-1970 03:00 Hizmetçi miyim? 01-01-1970 03:00 Mü'minin Bayramı 01-01-1970 03:00 Nasıl Okumalıyız? / Bedenen Okumak 01-01-1970 03:00 Kalben Okumak 01-01-1970 03:00 Nasıl Okumalıyız? 01-01-1970 03:00 Anmak mı Kutlamak mı? 01-01-1970 03:00 El - Hayâ Vel - İman / Hayâ İmandandır 01-01-1970 03:00 Gıybet / Dedikodu 01-01-1970 03:00 Aziz Valentine / 14 Şubat Sevgililer Günü Tarihçesi 01-01-1970 03:00 Ön yargı 01-01-1970 03:00 Hoşgörü 01-01-1970 03:00 Şükür 01-01-1970 03:00 Asla Bırakmamanız Gereken Üç Şey 01-01-1970 03:00 Kürt İsyanları 01-01-1970 03:00 Kur'an-ı Kerim'de İlk Emir 01-01-1970 03:00 Bilmek İstiyorum  01-01-1970 03:00 İçimdeki Ben 'Her Söze Mühür Olmak İster' 01-01-1970 03:00 Bir Gün mü Her Gün mü? 01-01-1970 03:00 İçimdeki Şeytan 01-01-1970 03:00 Yargılama 01-01-1970 03:00 Suçlama 01-01-1970 03:00 Tehdit Etmek 01-01-1970 03:00 Kusur Bulma 01-01-1970 03:00 Şikâyet Etmek 01-01-1970 03:00 Tahrik Etmek 01-01-1970 03:00 Eğitim sürecinde yapılan yanlışlar: Yalan Söylemek 01-01-1970 03:00 Uzak Durman Gereken Üç Şey: Yalan, Aşırı Hırs, Kıskançlık /2 01-01-1970 03:00 Uzak Durman Gereken Üç Şey: Yalan, Aşırı Hırs, Kıskançlık 01-01-1970 03:00 Utandırmak 01-01-1970 03:00 Şu Üç Şey Kazanmanın Anahtarı /4 01-01-1970 03:00 Şu Üç Şey Her İki Dünyayı da Kazanmanın Anahtarıdır /3 01-01-1970 03:00 Şu Üç Şey Her İki Dünyayı da Kazanmanın Anahtarları /2 01-01-1970 03:00 Şu Üç Şey Her İki Dünyayı da Kazanmanın Anahtarı /1 01-01-1970 03:00 Adanmak ve Teslimiyet 01-01-1970 03:00 Görevden İmtina Etmek / İsteksiz Olmak, Kaçınmak 01-01-1970 03:00