SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 06-11-2022 00:39

Zihin

Yazan: Havva Kalaycı - ZİHİN

Zihin

ZİHİN

Zihin dünyada tanımlaması en zor olan bir gerçekliktir. Vardır ama yok gibidir de. Akıl ve zekâ ile karıştırılır ama bunlarla alakası hiç yok. O tek başına bir evren. Beyin ve zekâya hükmeden bir evren… Aklı ve zekâyı kurcalayan bir olgu… Ve onları hep yanıltan! Onları kendi kurguları ile hep aldatan sonra onları hiçlik ve değersizliğin boşluğunda tutan. Onları bozan, ardından kurcalamanın işe yaradığına emin olan ve onları yalnız bırakan. 

Beyin insana gömleğin buruşuk yakasını düzelttirir, oda kapısını açtırır, gecelik bir entari giyip yemek yaptırtır, arada sırada ocağın üzerindeki büyük tencerenin kapağını açıp tahta kaşıkla karıştırtır.

Peki zekâ… Zekâ insanın genlerine açılan bir feraset penceresi. Zekâ genetik köke bağlanan bir akıl seviyesi. Zekâ algılamaya karışıp yargılamada devleşmesi beklenen en büyük sonuç çıkarıcı. 

Ama zihin öyle mi? O kendi kendine konuşur ve tüm hedefleri o belirler. İnsanın kendi zihnine girmesi için kılıç kalkan gerekirmiş. Herkesin zihniyle bir savaşma rezervuarı vardır. Zihnimle savaşma tarzım beni farklı kılar ve tüm cephanem beni ifade eder. Savaşta zihnin arınması kalbin arasındaki iletişimi mümkün kılan şeydir. Zihin arınırsa kalp zihni kendine benzetir. İkisi benzeşir. Çünkü kalbin izole dünyası zihnin dünyasından temelde farklı değil. Ve artı zihin bir tek kalbe boyun eğer. 

Bazıları zihnindeki düşüncelere teslim olmanın dışında o düşüncelerin anlamını anlamazlar. Ve bunda insanların zihinlerinde taşıdıkları hissetme usullerinin rolü var. Çünkü değersiz düşüncelerin kuklası olmuş hiçbir zihin insanı baştan ayağa değiştirebilecek sertifikaya sahip kalbe müracaat etmez. Zihninde dağınık, yersiz düşünceleri olan bir insanla konuştuğumda şöyle düşünüyorum:

Benimki gibi başhimayeciliğe dümen kıran bir kalbi var mı?

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi