NEREDE O İNSANLAR
Ben eski zamanların adamıyım.
Bu devir bana bir beden büyük geldi...
Eskileri mi özlüyorum?
Yoksa yeniliklerden mi nefret ediyorum?
Bilmiyorum…
Ama ben bu yeni düzene ayak uyduramıyorum.
Nerede o eski günler?
Hani yok işte.
“Bu niye böyle?” denildiğinde, “kötü mü olmuş yoksa?” cevabı ne kadar da bir feci durumda olduğumuzu ve ağlanacak halimizin insanlara komedi olarak yutturulduğu bir zaman ne kadar güzel olabilir ki?
Eskiden bizim çok güzel insanlarımız vardı.
Ne oldu onlara?
Bizim ekmeğe salça süren komşu annelerimiz ne zaman öldü?
Selam veren Hüseyin amca, selam alan Hasan dayı nereye kayboldu?
Parası olmasa bile çocuklara çikolata veren bakkalcı amca ne aman iflaslık oldu?
Piknikte “afiyet olsun” denildiğinde “gel beraber olsun” diye seslenen Ayşe teyzenin sesine ne oldu?
Kahve istemeye gelen Aysel hanım ile komşusunun arası ne zaman bozuldu?
Sevgilisinin yüzüne bakamayan, utangaç kızlarımız ne zaman gelin oldu?
Birbirilerine "sağdıç" diyen gençlerimiz ne ara işlerine güçlerine konsantre oldu?
Kahvede “herkese benden çay, Şakir’e yok “diyen Çiçek Abbas ne zaman zengin oldu da paranın değerini anlar oldu?
Komşunun bahçesinden erik çalan çocuklar, ne zaman bahçenin sahibinden korkar oldu?
En önemlisi de o erik ağaçlarına ne oldu?
Bizim akşam üstü çay, çekirdek kokan mahallelerimizin yerine ne zaman gökdelenler kondu?
Eve girince herkesin ayağa kalktığı babalar, ne zaman bu kadar çok çağdaş oldu?
Kızını seven ama dizini dövmeyen anneler ne zaman Avrupalı oldu?
Avrupa'nın bilmini, ilmini almak yerine, pirsingini, denizde giyilmesi gerektiği halde sokakta giyilen bikinisini aldık da ne oldu?
İnsanlığa yarayan bir şey mi icat oldu?
Ne ara bilmukabil ya da bilmukabele sözünü unutan hatta anlamını bile bilmeyen insanlar, meydanlara doldu?
Şimdi size soruyorum, sosyal medyadaki çok önemli ve çok değerli hanımlar ve beyler:
"Bizim insanlarımıza ne oldu?
Ve daha da önemlisi de bizim insanlığımıza ne oldu?"
Daha da kısa bir soru bize ne oldu?