GEZİ YAZISI
Giriş Tarihi : 07-10-2025 14:00   Güncelleme : 07-10-2025 18:05

Bozcaada’da Bir Gün / Dilek Tuna Memişoğlu

Yazan: Dilek Tuna Memişoğlu -BOZCAADA’DA BİR GÜN

Bozcaada’da Bir Gün / Dilek Tuna Memişoğlu

BOZCAADA’DA BİR GÜN

Bozcaada’ya ilk defa gittim ve  büyülendim doğrusu.
Arabalı vapurla mavi suları ve martıları izleyerek keyifli bir yolculukla ulaştım adaya.

Tarihi evlerinin dokusuna, begonvilli sokaklarının temizliğine, dükkânlarının düzenine hayran kaldım.

Üzüm bağlarıyla ve sevimli kargalarıyla ünlü bu adada birbirinden lezzetli yiyecekler pişiren minik yemek yerleri gördüm.

Eskilerden aldıkları lezzeti sürdüren pastanelerin kurabiyeleri nefis.

Bademli, glutensiz ve kakaolu olanları özellikle beğendim.

Hem pastanelerde, hem kadınların kurduğu tezgâhlarda el yapımı reçeller var.

Bozcaada’nın hemen girişinde kıyıda kadınların el ürünlerini sergilediği tezgâhlar var.

Başka yerlerde görmediğim değişik örgüler, süsler, takılar buldum buralarda.

Üzerlik, kekik ve lavanta kokulu sokak sergilerini gezdim bir bir.

Kavanoz kavanoz reçellerini, mis gibi sabunlarını, el sanatlarını ve üretken yüreklerini sevdiğim ada kadınları nasıl da  güleryüzlü, konuşkan.

Ben bir üzerlik süsü aldım. Halka şeklinde. Üstünde üzerlikler, papatyalar, kuru kır çiçekleri.

Adadan toplanmış. Cânım kadın elleriyle sarmış hepsini, nasıl güzel şekil vermiş. Fiyatı da çok uygun, emeği oysa…

“Bozcaada” yazılı keselerin içinde lavantalar da güzeldi.

Özellikle de adaya özel “domates reçeli”nden alınabilir. Rengi güzel, tadı domatesten öte bir şey.

Bozcaada’da gece kalmak isteyenler için doğal evlerden oluşan pansiyonlar var.
Ücretleri konusunda fazla bilgim yok ama deneyimleyen arkadaşlarım adanın gecesinin ve denizinin ayrı güzel olduğunu söylüyorlar.

Ben günübirlik gezdim.

Bozcaada’nın kokusu ve rengi ruhuma sinmiş olarak bir dolu anıyla döndüm…

***

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi