ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 24-07-2023 22:53

Rüya İçinde Rüyadayım / Necla Polat Hasbutcu

Yazan: Necla Polat Hasbutcu -RÜYA İÇİNDE RÜYADAYIM 

Rüya İçinde Rüyadayım / Necla Polat Hasbutcu

RÜYA İÇİNDE RÜYADAYIM

Siz hiç ölüp ölüp dirildiniz mi?
Ben öldüğüm de bile beni dünyaya bağlayan tek varlığın, evlatlarım olduğunu gördüm...

Sabah namazının ardından kanepede uykuya dalmışım...

Çok karışık rüyalar gördüm...
İki kızımla birlikte yolculuk ediyoruz...
Elimizde bir kaç eşya var. Nereden gelip, nereye gidiyoruz tam bilmiyorum. Ancak vakit çok geç olduğu için en yakın akrabamızın evine doğru yol alıyoruz...

Kız annesi olmanın ne kadar zor olduğunu, bir kez daha tadarak yola devam ediyoruz...

Hem kendimi hem kızlarımı dünyanın tehlikelerinden korumak, hiç de kolay olmuyor.
Sonra izlerini kaybediyorum çocuklarımın...
İnişli yokuşlu, kavisli yollardan geçerek izlerini takip ediyorum...

Tam da yokuşu tırmanırken kopukluk oluyor. O olaydan başka bir olaya geçiş yapıyorum..
Sanırım uyuyakalmışım. Rüya olmalı  bu dediğim anda, kendimi bir otobüsün içinde buluyorum...

Uyandım, bayan şoföre gideceğim yeri tarif ettim.

Aklım dalgalanır halde bir gelip bir gidiyor.

İnmek istedim, ayakkabılarımı aradım.
Yanıma oturan bayanı kaldırıp kapıya doğru ilerlerken bir yolcu bindi. Tekrar karmaşa yaşadım...

Bu nasıl olur ?

Tam ayakkabılarımı buluyorum, elimi uzatınca başka bir ayakkabıya dönüşüyor.

"Bana yardım edin lütfen!" diye defalarca seslensem de kimse duymuyor, görmüyor...

O an anladım ki, ben öldüm veya baygın halde hastaneye kaldırıldım...

"Acaba beni merak ederler mi ailem?' diye geçirdim içimden.

Bedenen ölü durumda olsam da, akli melekemin hâlâ canlı olduğunu, duyduğunu, gördüğünü, bütün duyguları hissettiğini anladım...

Kendimi öldüğüme inandırmış olmalıyım ki arabadan iner iner inmez, yıllar önce vefat eden babamı karşımda gördüm..
Yanına gittim, konuştum. Bahçeli güzel bir evde oturuyordu. Yanında amcam da vardı.

Babamdan çok amcamla dertleştik. Elini elimden bırakmadım...
"Kızlarım kaldı Dünya'da. Onları çok özlüyorum. Bensiz ne yapacaklarını bilmezler. Buradan gitmenin bir yolu yok mu?
Belki daha ölmedim, hastanede tedavi görüyorumdur, hı ne dersin?"

Amcam hiç konuşmadı. Sadece dinledi. Tekerlekli sandalyede oturuyordu...

Elimde kocaman bir servis tasıyla çorba vardı. Mutfağa gidip bıraktım...
Güya ben götürmüştüm onu.
Artık ben de bu evde yaşayacaktım.
İçimde hep bir sızı vardı. Kızlarım...
Evdekiler bu duruma alışmıştı. En küçük kız kardeşim de o evde kalıyordu...

"İnsanoğlu zaman geçtikçe herşeye alışıyor demek ki" dedim...
Daha dün Dünya'da iken şimdi başka bir dünyada...

Eğer burası "Cennet" ise:

"Allah'ım hani cennette üzüntü yoktu.
Neden benim hala içim yanıyor?
Kızlarım âh!"

Söylendim durdum ...

Bir şans daha verildi bana bugün..

Ölüm uykusundan uyandım...

Ölmeden ölmek, gideceğim yeri görmek nasıl bir duygudur öğrendim...
Ve anladım ki; 
Bir anne için, cennet dâhi olsa, evlatsız tadı tuzu yokmuş...

"Bir annenin ayaklarının altına Cennet serilse de, Cennetin meyveleri yine benim evlatlarım der."

"Annelik duygusu cennetten ağır basıyorsa, şunu biliniz ki o annenin gönlü zaten cennettir. Her anne, evlatlarını kendi cennetinde ağırlamak ister."

İşte uyandım ve kaleme sarıldım...
Bilmiyorum hangisi rüya idi!
Burası mı?
Orası mı?

Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi