ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 14-03-2023 18:01   Güncelleme : 14-03-2023 18:19

Öfke...

Yazan: Güneç Aydın -ÖFKE

Öfke...

ÖFKE

Gözlerini sıkıca kapattı. Çıplak bedenini yalayan rüzgarla ürperdi, ama üşümedi. Kayrak taşı zemin ayaklarına batıyordu. Derin bir nefes aldı. Tüm hançeresini soğuk havayla doldurdu ve ardından koyuverdi dışarı. 

Zaman kaybetmeden kendini önündeki yapay maviliğin içine bıraktı. Suya girdikten sonra bacaklarını topladı ve hareketsiz bir şekilde dibe batmaya başladı. 

Vücudu yavaşça zemindeki değişik tonlardaki maviliğe doğru yol alıyordu. Gözleri kapalıydı ama aşinaydı içine girdiği havuzun zemin desenine. Birbirinden farklı dört değişik tonda ufak mavi mozaik taşları. Gelişigüzel serilmiş. Keşke daha derin olsaydı. Bir şey fark eder miydi?

Dibe oturdu, kucağında tuttuğu büyükçe taşı bacaklarının arasına yerleştirdi. Gözlerini açtı, vücudunu dengeledi. İçine girdiği su dolu kuyu misali havuzun içinde altı tane lamba vardı. 

Birazdan hepsi kararacaktı, biliyordu kapanma saatini. O ayarlamıştı. Saatine baktı. Çok vakit geçmiş gibiydi ama sadece kırk beş saniye olduğunu gördü. Ağzını açtı ve içindeki her şeyi suyun içine bağırdı. 

Doğumunu, ilk hüznünü, ilk göz yaşını, en büyük acısını, en derin hançeri, en sert darbeyi, en büyük suçunu. Su doldu, taştı. Havuzun su seviyesi artarken onun içindeki öfke hafifliyordu. Sonra ışıklar söndü. Her yer zifir karanlık oldu. Lambaların saat ayarını bilmiyor olsaydı kötülükten, nefretten ve öfkesinden kör olduğunu düşünürdü. Sonra taşı bacaklarının arasından zemine bıraktı ve ayaklarını vurarak kendini yukarı fırlattı. Derin değildi ama günler sürdü yukarı çıkış. Kafasını sudan çıkarınca sakin kalmaya çalıştı. 

Hava soğuktu. Üşüyordu. Sert rüzgâr arkasından gelip ensesine vurdu. Buz gibi bir el sıkıyordu omuzlarını. Bundan sonra alacağı her nefesin değerini bilecekti. Acele etmeden içine çekti soğuk, temiz ve arı havayı. Daha güçlüydü.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi