ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 23-08-2022 15:12

Küçük Kıyamet

Yazan: Reyhan Mete Erdoğdu - KÜÇÜK KIYAMET

Küçük Kıyamet

KÜÇÜK KIYAMET 

Nefes almak istiyorum. Ağzımı her açtığımda koca bir toz bulutu genzime doluyor. Sanki birisi tam göğüs kafesime oturmuş çırpınıyor. Gözlerimi aralamaya çalışıyorum ama göz kapaklarıma sözümü geçiremiyorum. Az aralıyorum; her taraf is karası, bir çiğ damlası kadar ışık görmek için ne çok efor sarfediyorum ama yok... Boşluk ve çaresizlik beni kıskıvrak yakalıyor. Elim kolum hareket etmiyor, kundaklanlanan bebek misali; ne kadar da acizim! Bir nefes almak, onu tekrar geri vermek ahh ne büyük bir nimetmiş, ya bir damla suu!

Bu bir kabus olmalı, yok yok karabasan... Başka bir açıklaması olamaz! Bağırabilsem belki uyanacağım. Derinden sesler geliyor, kulak kabartmaya çalışıyorum. Derinlerden değil uzaklardan köpek iniltileri... sanki ağıt yakıyorlar. Yoksa ben mi öldüm?  Üzerime toprak mı atmışlar? Bu yaşadıklarım benim kıyametim mi? Hayır hayır, insan sesleri de geliyor; bağırışlar, haykırışlar, yakarışlar ... 

Beynim zonkluyor. Nerdeyim? Zorluyorum kendimi. Kaybolduğum yerden çıkmak zorundayım. Bütün vücudum, her bir parçam benden bağımsız, ayrı ayrı sızlıyor.  

Evet hatırlıyorum; eşim, canım eşim kızları dondurma yemeye çıkarmıştı. Ben mutfakta masayı topluyordum. Birden kulakları sağır edecek büyüklükte  bir gürültüyle mutfak dolapları üzerime üzerime gelmeye başlamıştı. Tutunamıyordum. Yer ayağımdan kayıyor bense bir böcek gibi kaçacak yer arıyordum. Tabaklar, tencereler beni hedef alır gibi savruluyorlardı oradan oraya, savaş mı çıkmıştı? Yüreğim ağzımda, kulaklarımı kapadım ellerimi başıma siper ettim. Kapıya kadar zor gidebildim. Sonrası boşluk, sonrası karanlık...

Köpek sesleri daha da yaklaşıyor, bir ses verebilsem belki de beni bulabilecekler. Ama göğsümde ki el üzerime daha bir abanıyor. "Anne, anne!" Bu ses Hülya'mın sesi. Şükür ki hayattalar. Gözlerimden sicim gibi yaşlar boşalıyor. Dilimle gözyaşlarımı yalıyorum. "Ahh Allah'ım sen ne büyüksün! Bu bir mucize.

Yerin bin kat altındaki aciz kulunun çıkmayan sesine kulak veriyorsun. Beni bir başıma burada bırakmıyorsun." 

Daha çok akıyor göz yaşlarım, göz yaşlarımı kana kana içiyorum. Nefesime can oluyor. Nefesime ses oluyor "Annem, annem burdayım" diyorum.

Sesler yaklaşıyor, feryatlar sevinçler birbirine karışıyor. Biraz daha sabret diyorlar.  Rüyamın sesini de duyuyorum. Bir el uzanıyor. Ve bir esinti vuruyor yüzüme. Şükür, yaşıyorum.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi