KIYMET BİLMEK YA DA BİLMEMEK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU
“Bir insana gereğinden fazla değer verirsen, gereğinden fazla nankörlük görürsün” derler.
Ne derlerse desinler olsun be azizim! Biz istesek de vicdanımızı kör-sağır edemeyiz…
Doğrusunu isterseniz ben bu durumu hep sorgular fakat her defasında bir güzel yanıldığımı anlar, “keşkeli, tüh tühlü ve vah vahlı” zamanlarda; “Ben asla adam olmam” der sızlanırım.
Her defasında tarihin tekerrürü gibi sızı biraz geçince yenilen güreşçinin güreşe doyamadığı aptallağında tekrar aynı aldanışa yürür ve yenilirim.
Bu durum tamamen bizim formattakiler gibi yüreğinde fitne fesat olmayan güzel insanların kaçınılmaz kaderidir.
Her canlının yaşama hakkı vardır ve her canlı saygıyı hak eder.
Çünkü değer verme ve değer görme bir insan için oldukça önemli, adeta ekmek su gibi yaşamsal öneme sahiptir, hayatidir.
Dolayısıyla hayatına anlam katar ancak ve ancak yadsınamaz gerçek şu ki hak etmeyen kişilere gerektiğinden fazla değer verildiğinde çoğu zaman insanlar bu duygunun esaretinde pişmanlıkların ta orta girdabında kendini bulur.
"Acı çeker insan ama olsun be gõzüm acı evrenseldir. Hem kıyamet mi kopar?” (Tevfik Fikret)
Neden insana değer verilir?
Birine değer vermek, bir insanın karşılığını hak ettiği ölçüde vermek şeklidir yani sen çok kıymetlisin, harikasın ve eşsizsin şeklinde o kişiyi anlamlandırmak, ona özel sıfatlar yüklemek, bir anlamda da onu kendi yüreğinde kutsal bir yere oturtmaktır.
İnsanın bir başka insanı görmezden gelmesi hak ettiği değerin altına indirgemesi zulmün diğer adıdır.
Sõzüm o ki, kişinin çok daha evvel zaman dilimlerinde hak ettiği fakat bir türlü elde edemediği değeri ona tekrar vermek elde etmesini sağlamak kişi için olağan dışı bu durum değer verilen için olağanüstü mutluluk verici yüceltilmedir.
Karşıdakini anlamak empati kurmak, merhametin yüceliğinde insana değerli olduğunu hissettirmek.
Peki bir insana fazla değer verirsen ne olur ?
Durun hele anlatacağım.
Ama olur mu? Her nedense değer verilen kişi, bir şekilde işin cılkını çıkartır üstüne üstelik seni değersizleştirir, adeta gerizekalı muamelesi yapar,
psikolojik üstünlük başlatır ki sen neye uğradığını şaşırsın.
Psikolojideki “Gas light” kavramı tam da bu duruma karşılık gelir.
Aslında bu durum, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktan daha fazlası demektir.
Yani dostlar, birine hayatında hiç olmadığı kadar değer vermek, önemsemek, önemli olduğunu hissettirmek ve adeta onu taçlandırmak zannettiğiniz kadar güzel sonuçlar vermez, zira ters teper tıpkı deli bir atın çiftesine okkalı maruz kalmakla eş değerdir.
Fazla değer insanı kendinden eder ki, bu durum tam bir paradoks ve trajedidir.
Ve artık hayırlı olsun çünkü artık kaş yaparken kendi gözünüzden olmuşsunuzdur. Ne yazık ki, iyi niyet karşılığında kötülük görmüş ve saf ve temiz kalbiniz sonuna kadar hunharca kullanılmış, bedeniniz iliklerine kadar sömürülmüşmüş kıvamdasınızdır..
Zavallı yürekler ne acılar, ne acılara tahammül etmek zorunda kalıyor.
Ve artık size geri dönüş olarak beklentilerinize karşılık pasif agresif davranışlar ile mücadele etmek düşmüştür. Yani değer verdikleriniz sizi bin pişman etmiş, keşkelerin içinde bir başınıza bırakmıştır.
Bir kişiye gerektiğinden fazla değer verirsen ya onu kaybedersin ya da kendini mahvedersin.
Bu nedenle naçizane tavsiyem bahse konu o insanları bırakın değersizlerin içinde değersizleşerek acı çeksinler. Aksi halde siz sizlikten çıkarsınız ve siz sizlikten çıkmadan, yanınıza size vefalı neferler ile can yoldaşı olanları seçin.
"Ne der Fuzuli: ”Zer kadrini zergar bilir, ne bilir her divane."
Sonuç olarak :
“Dün acıdıklarınız, yarının en büyük acımasızı olur.”
(Victor Hugo)
Kadir kıymet bilen vicdan ve akıl sahibi insanlar ile karşılaşmanız dileğimle esenkalınız...
Ha bu arada unutmadan bence fazla üstelemeyin ve ısrarcı olmayın egoları ile halvet acılarından gıdalarını alsınlar yani sorun siz değilsiniz bizati kendileridir ve siz rahat olun sakın vicdan yapmayın.