İĞDE AĞACI
Yol boyu yürürken karşıda duran
iğde ağacının kokusunda buldu kendini.
Seyrine daldı.
Rüzgarda sallanan dalların hışırtısıyla konuştu.
Aynı onun gibi kokuyorsun dedi.
Yüzündeki tebessüm gözbebeklerine öyle bir yansıyordu ki kanatlanıp uçmak istiyordu.
Aşk ile sarılı gökyüzünün yumuşak bulutlarının üstüne.
Cennetin en güzel köşesi masal bahçesinde çağlayan ıırmağın coşkusunda dur durak bilmeden haykırmak.
Yaşamak sadece seni yaşamak.
Şiirin içinden geçen her adımın her sözcüğün sana çıkacağını diyerek…
Sesleniyordu.
Üşüse de yansa da sadece onun iğde kokan yüreğinde kaybolacağını bilerek.
Çünkü o her zerrede biriken haznenin içindekiydi, gerçekliğin ta kendisiydi özlenen, sevilen, uzak kalınsa da beklemeye değer denilen…
Editör: Nezihat Keret