ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 12-05-2023 18:33   Güncelleme : 12-05-2023 18:43

Hayata Geç Kalmak / Elif Güler

Elif Güler -HAYATA GEÇ KALMAK

Hayata Geç Kalmak / Elif Güler

HAYATA GEÇ KALMAK

Gözlerimi kapattım ve hayalimi canlandırdım sımsıkı bastırdığım gözkapaklarımın arkasında. Ne kadar sıkarsam o denli kuvvetleniyor, düşüme bir o kadar tez ulaşacağıma inanıyordum sanki. Çıkacaktım o tepeye eninde sonunda. Zirve bana göz kırpıyordu; yumduğum gözlerimin ötesinde öyle canlı, öyle gerçekti ki. Tek hedefim artık oraya ulaşmaktı. Ne bedel ödemem gerekiyorsa ödeyecek, yaz kış demeden, hiçbir bahaneyle önüme set çekmeden varacaktım en yükseklere. Başka bir amacım yoktu artık.

Gözümü diktiğim yerlere ulaşacaktı elim kolum. Ömrümün nerede ne zaman sona ereceğini bilmediğimden elimi çabuk tutmalıydım ve vurdum kendimi yollara.

Kararlıydım; hiç oyalanmayacak, fuzuli vakit harcamayacaktım. Emelime erişmenin tek yolu buydu. Kimsenin beni yolumdan alıkoymasına da müsaade etmeyecektim. Açlık, susuzluk vız geldi bana. En tepede her arzuma kavuşmuş olacaktım ne de olsa. Duraksamam, soluklanmam bile söz konusu değildi kenarda köşede. Zira yolum uzundu. Aydınlık mı karanlık mı, ayırdına varamadığım zaman dilimlerinden geçtim hızlı adımlarla, bulduğum her kestirme yola saptım. Öyle hızlı gidiyordum ki kimi zaman gölgem bile yetişemez oldu bana.

Çok yoruldum ama dinlenecektim son durağımda doyasıya. Çok şeyden vazgeçtim ama ardımda bıraktığım her şeyi misliyle orada bulacaktım ne de olsa. Çok kişiden ayrılmıştım ama hele bir varayım da tepe noktasına, toplardım yine onları yanı başıma. 

Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. Derken nihayetinde geldim doruklara. Geldim gelmesine de saçlarım ağarmış, belim bükülmüş, birçok duygumu yitirmişim ben yollarda, hep “daha, daha" diye zamanı kovalayıp dururken. Bu tepe noktası niye bu kadar soğuk, niye bu kadar ıssız peki? Yıllar öncesinde hayalini kurduğum tüm arzularım şimdi avuçlarımda işte ama neden hevesim yok? Çok mu yüksek burası? Nerede geride bıraktığım dünyam, nerede tüm insanlık? Aman Allah'ım, ben tepeye kilitlenmişken sadece ulaşacağım o en üst noktanın ateşiyle kavrulurken beni ben yapan tüm parçalarım çoktan küle dönmüş bile.

Ben durup dinlenmeden arşınlarken o yolları, tüm manzarayı kaçırmışım. Her mevsimin içinden koşar adım geçmişim de ne baharın tazeliğini içime çekebilmişim ne yazın sarhoşluğuna kapılıp özgürleşebilmişim.

Sonbahar ve kışta bile görülecek, hissedilecek nice bereket varken ben denk gelememişim. Ya uzaklaştığım insanlar? “Çok işim var, sonra görüşürüz,” demiştim en son onlara. İşim yok artık ama çevremde görüşebileceğim kimsem de yok. Yaşam enerjim de yok, bir hayalim de kalmadı artık. Tepedeki yalnızlık dedikleri bu olsa gerek. 

Demek ki sadece ulaşmak yetmiyormuş mutlu olmaya. Ulaşmaya çalışırken yürüdüğün yollar, edindiğin tecrübeler, geçirdiğin kaliteli zamanmış ona anlam katan. Ömrün her anını yaşamak, hayattan kaçmamakmış asıl mutluluk. İçinde olmadan geçen günün, tadılmayan baharın telafisi yokmuş.

Ertelememekmiş makul olan. Yaşadığın her ana izini bırakabilmekmiş seni besleyip büyüten. 

Birhan Keskin'in sözleri nasıl da özetliyor birçoğumuzu:
Bir kelebek ağrısıydı 
Vakit dardı, mevsim hicazdı
Yetişmem gereken bir ölüm 
Kaçmam gereken bir hayat vardı.

Editör: Nezihat Keret 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi