ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 20-12-2024 18:57   Güncelleme : 21-12-2024 00:32

Gökyüzünde Gurbet / Sabahat Sarıca

Sabahat Sarıca -GÖKYÜZÜNDE  GURBET

Gökyüzünde Gurbet / Sabahat Sarıca

GÖKYÜZÜNDE  GURBET

Hakan dokuzuncu kattaki odasından dışarıyı izlerken, “Zaman ne çabuk geçmiş, tam on yıl oldu geleli” dedi içinden. İzlediği pencerenin buharlaşan camını silerek yağan yağmur altında koşuşturan, telaşla otobüslere binmeye çalışan insanları izledi bir süre. Apartmanları taradı gözleriyle. Oradan gökyüzüne kaydırdı bakışlarını, gökyüzü ne kadar da gri ve yabancı geldi, alışamadığı bu şehrin sokakları yabancıydı! Duyguları bile yabancı.

Gökyüzü aynı olsa da uzaklarda bıraktığı ailesi, arkadaşları, doğup büyüdüğü ev ve sokakları uzaktaydı. Kalbine saplanan ince bir sızı ile toparladı kendini, duvarda asılı duran montunu ve şemsiyesi alıp odasından çıktı. Aşağı indiğinde yağmurun soğuk serinliğinde yüzüne çarpan damlalar gözyaşı gibi aktı yanaklarından. Koşar adım karşı caddedeki markete gidip; yoğurt, ekmek birkaç yiyecek ve sebze alıp döndü gurbet yüklü odasına...

Mutfağa aldıklarını bırakıp ıslanan montunu astı yine aynı yerine, tekrar mutfağa geçip tabağa aldığı yoğurttan koydu, üzerine  annesinin kendi bahçelerinden kuruttuğu naneden de serpti. Sadece yoğurt istemişti canı, ne güzel de kokuyordu; annesin her akşam hazırladığı  sofralar gibi, köyü gibi...

Masanın üzerinde duran telefonu aldı bir heyecanla, derin ve düşünceli hislerle aradı babasını. Sesiyle daha bir duygulandı, yutkundu ağlamayı yakıştıramadı kendine. Önce babasıyla sonra annesiyle uzun bir sohbet etti, gözleri hâlâ gri renkte olan gökyüzüne bakıyor  gurbet kokan gökyüzünden köyüne yol açılmış gibi izliyordu. Kim bilir kaç arkadaşı evlenmiş, kaç bayram yalnız geçmişti. Hepsi canlandı hayalinde, annesiyle konuşurken.

O gece uyuyamadı, sabaha kadar düşünüp dönmeye karar verdi, hiçbir hazırlığı da yoktu. İlk defa ayrıldığı köyünün hasreti on yıl değil sanki bin yıl da geçse geçmeyecek gibi geldi.

Dinmeyen yağmurun sesiyle sabaha karşı dalmış olmalıydı ki, birden yerinden sıçradı saate baktı, “oh daha vakit varmış” diyerek uzandı yatağına. Gri gökyüzünde yaşadığı gurbet güneşinin köyünün dağlarında doğmasını beklemek heyecan verdi yüreğine.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi