SÖYLEŞİ
Giriş Tarihi : 06-12-2022 13:45

Emlakçılar

Yazan: Hüsnü Sönmezer -EMLAKÇILAR

Emlakçılar

EMLAKÇILAR

Nedense hep bizde farklı bakar insanlar emlakçılara...
Sanki hiçbir hizmet üretmiyorlarmış gibi.
Oysa çok ciddi çalışanlar da var elbet.

Hatta mesleğini dört dörtlük Avrupai tarzda yapanlar bile var içlerinde.

Ama bir türlü kafalarındaki o eski kötü imaj silinmiyor insanların.

Avrupa da saygın mesleklerden birisi esasında emlakçılık.  Hiçbir kimse emlakçı olmadan ne herhangi bir işlem ne de satış veya alış veya kiralama yapabiliyor.

Hatta bazı emlakçılar avukatlarla birlikte aynı bürolarda çalışıyorlar Avrupa'da.

Ama biz öyle bir toplumuz ki, her şeyi çabuk tükettiğimiz için ya da baştan savma yaptığımız için. Bu mesleği de törpülemiş durumdayız.

Ancak şu son zamanlarda bazı emlakçı dostlarımız Avrupai tarzda modern ve bilinçli çalışmaya başladılar. Hatta dört dörtlük çok güzel sistem kuranlar bile var ve siz onlara gerçekten çok güvenerek gidiyorsunuz ve işlerinizi görüyorsunuz.

Ama eskiden emlakçılara komisyoncu denirdi. Ya da simsar, bilirsiniz ne dereceye kadar doğruysa bu tabirler! O zaman insanlar “ne gereği var simsara biz gider işimizi kendimiz görürüz” derlerdi veyahut emlakçıları devre dışı bırakmak için ellerinden geleni yaparlardı.

Dün Almanya’dan bir dostum aradı. Ne dedi biliyor musunuz?

“Bizim burada emlak işlerini emlak danışmanları ile avukatlar yürütür. Ben oradaki emlakçılara güvenebilir miyim? Internetten bir daire pazarlığı yaptım ama gelmeye vaktim yok parayı göndersem benim adıma işlem yaparlar mı yoksa dolandırılır mıyım? Çünkü buradaki bazı arkadaşlarımızı hep dolandırmışlar. Kimse Türkiye’deki emlakçılar için iyi şeyler söylemiyor.” dedi.

İnanır mısınız çok üzüldüm! Neden biz hala bir işi adam gibi yapmıyoruz? Neden hep yalan ve dolanı mubah sayıyoruz, bilmiyorum.

Oysa AB'ye almayıp da beklettikleri zaman kızmayı biliyoruz da onlar gibi dürüst ve güvenilir olmaya çalışmıyoruz nedense!

Esasında onlarda da yanlış insanlar var elbet. Ama azınlıktalar ya da sistem onların yetkili olmalarına izin vermiyor muhakkak.

Keşke bizde de sistem öyle olsaydı.

Bir de Müslüman’ız üstelik değil mi? 

Oysa bizde hiç olmaması gerekir diye düşünmüşümdür hep...

Bir türlü çözemiyorum işte.

Kıbrıs'ı ve adaları “Biz yönetemiyoruz size ödünç verelim bizim adımızı siz yönetin.” dedikleri gibi bazı padişahlarımızın İtalyanlara, İngilizlere...

Elbette İngilizler de Yunanlı dostlarını ortak ederler davet ederek adalara. Ne de olsa dünür değiller mi.?

“Teşbihte hata olmaz” demiş atalarımız. Sanırım benzetme tıpa tıp uyuyor gerçeklerin ortaya çıkıp belirlenmesi yönünde.

Haksız mıyım ki?

İnşallah her şey düzelir. 

Her şey düşlediğiniz gibi olur. Biz de huzur içinde işlemler gerçekleştiririz.

Acaba ne dersiniz?

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi