ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 07-07-2023 18:45

Dondurmacı / Güneç Aydın

Yazan: Güneç Aydın -DONDURMACI

Dondurmacı / Güneç Aydın

DONDURMACI

Kaldırımın kenarında çıplak ayakları, dizleri yıpranmış pijamaları ve yamalı kazaklarıyla oturan çocuklar sokağa giren dondurma arabasını görünce ayağa kalktı. Bu mevsimde hele kar yağarken dondurma arabası en son bekledikleri şeydi. Ama hangi çocuk dondurmaya hayır diyebilirdi ki? Onlar da diyemediler. Ve hep beraber arabaya doğru yürüdüler.

Dondurmacı her zamanki amca değildi. Çok daha yavaş ittiriyordu arabayı. Sanki daha önce hiç kullanmadığı belli olan arabanın keyfini çıkarıyordu.

Dondurmacı ne zaman gelse uzun demir çubuğunu arabanın tentesinde asılı duran çıngıraklara vurur, tüm çocukları heyecanlandırırdı. Sonra çubuğun ucundaki dondurma topuyla bin bir oyun yapar, çocukları kahkahaya boğardı. Pek çoğu dondurmadan çok o oyunlar için yolunu gözlerdi yaşlı adamın.

Arabaya yaklaştıkça çocuklar daha da emin oldu. Arabayı iten adam her zamanki dondurmacı değildi. Kısa boylu, tombik, beyaz saçlı ve önlüklü amca yoktu arabanın arkasında. Dondurma arabası bu sefer çok sessiz gelmişti. Çocuklardan biri bir adım öne çıktı ve adamın yüzüne bakmaya çalıştı ama adam çok uzundu. Boyu sadece dondurma tezgahının kenarına gelen çocuk boynu ağrıyana kadar kafasını kaldırdı ama adamın tam arkasında kalan soğuk kış güneşi gözlerini kamaştırdı.

Adamın yüzünü göremiyordu sadece gözlerinin olması gereken yerde iki tane kara delik vardı. Uzun süre bakan bir çocuğun düşüp kaybolabileceği kadar derin iki çukur.

Annesinin ne diyeceğine aldırış etmeyen çocuk ‘’Dondurma alabilir miyim?’’ dedi. Adam çocuğa baktı, gözlerine doğru. Çocuk gözlerini kaçırdı. ‘’Elbette,’’ dedi adam. Çocuk tekrar baktı adama, korkarak. Dondurmacı çubuğunu kaldırdı, öbür dondurmacının çubuğuna benzemiyordu. Daha kısa ve daha kalındı. Adam kalın parmakları arasına aldığı külahın ucuna bir top bıraktı, çocuğa uzattı.

Çocuk hemen ellerini uzatıp aldı dondurmasını. Bu sefer oyun oynamak istememişti. Arkadaşlarına baktı onlar dondurma istemiyordu sanki. Adam sopasının ucuyla tentedeki çıngıraklara vurdu.

Bu sefer o neşeli sesler yükselmedi çıngıraklardan. Uzaktan gelen bir gürültü duyuldu. Büyük bir güç uğuldayarak geliyordu. Gök karardı. Kulakları sağır eden bir sesti yaklaşan. Çocuk sallanmaya başladı. Ama dondurma arabası sabit duruyor, hiç sallanmıyordu. Arkadaşları kaçarak evlerine gittiler, tüm korkan çocuklar gibi. Evler titredi, ağaçlar sallandı, yollar dalgalandı. Kuşların hepsi kaçtı.

Dondurma külahtan damlamaya başladı. Ayakkabısının yanına iki beyaz damla. Çocuk bir umut dondurmacıyı görme için kaldırdı kafasını. Adam gitmişti.

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi