ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 08-12-2022 14:12   Güncelleme : 10-12-2022 20:21

Canım Değil Ruhum Acıyor

Yazan: Merve Yurtsever -CANIM DEĞİL RUHUM ACIYOR

Canım Değil Ruhum Acıyor

CANIM DEĞİL RUHUM ACIYOR

Bir sis bulutu doluyor ciğerlerime, öksürükle uyanıyorum. Griler sarmış odanın her yerini. Sobanın içi dışına çıkmış, ateşi halıyı esir almış. Çocuklar diyorum yüreğimden haykırarak koşuyorum, yan kanepede yatan yavrularıma. Bitkin olsam da bacaklarımda can var. Halının henüz özgür olan küçücük kısmına değiyor çıplak ayaklarım. Sıcağı hissediyor tenim korkuyla.

Anne diyor kuzularım. Kolları boynuma yapışıyor. Mis kokularını is kaplamış. Odanın içi ateş topu sıcaklığında. Titriyor yavrularım kollarımda. Solukları öksürük yağmurunda. Nefesimi dudaklarına üflemek, canımdan can vermek istiyorum onlara. Nefesim çıkmıyor. Sisli bulutlar kaplanmış ciğerlerimin gücü yetmiyor.

Siniyoruz köşeye. Ateş bize koşuyor. Kanatlarım, buzul hayallerle sarmalamak istiyor onları. Duvara dayıyorum sırtlarını, yüzleri göğsüme sinmiş “korkuyorum” diyor Samet’im, “yanmak istemiyorum” diyor bir büyüğü Zehra’m. Dilim uyuşmuş, karıncalar ateşten önce vücudumu sarmış, ulaştıramıyorum onlara sesimi. Kalbim ateş topu, damarlarım fokurduyor. 

'Cennet kokulum' diye sevdiğim yavrularımın önünde cehennemi yaşıyorum. Buğulu gözlerinin acımı görmemesi tesellisinde güç bulmak istiyorum. Bir gürültü yumağına dönüyor beynim. Düşünce yetimi kaybediyorum. Çocuklarımın sesi fısıltı çığlıklarına dönüşüyor algılarımda. 

Camın kırılma sesini anlayabiliyorum o hengâmede. Camdan uzanan bir el ilahi kudret gibi o anda. Kuzularımı alıyor el, benim gücümün son damlalarında. Şükür diyorum şükür onlara değmiyor ateşin narı. Ateş yakalıyor beni ensemden. Bir çırpınış atıyor ruhum kendini bedenimden. 

Bedenim yığılıyor, yok olduğumu düşündüğüm bu evde madden de yok olmak için boyun eğiyor.

Siyah bir gölge oluyorum. Küle dönen saçlarımın üzüntüsünü, kaynayan beynimin acısını, gölge halimde bedenimle birlikte yaşıyorum. Süzülüyor gölgem cam kırıkları arasından. “Milyonlarca sigaram olsa da rahatça çeksem dumanı içime." demiştim yatmadan önce küllükte kalan son yarım sigaramı yakarken. Şimdi milyonlarca dumanın içinde duman oldum ben de. Pişmanlık asılı tüm isteklerimde. 

Yaşamayı istemeliymişim sadece. Kalabalıkların içinden geçiyorum ya da onlar benim içimden. Bedenlerin ürpertisini duyuyorum. 

Yavrularım ürkek bir kuş gibi tünemiş ambulansın içine. Beni bekliyor, buğulu siyaha çalmış gözleri. 

Akıyor ruhum ambulanstan içeri. Bırakmam diyorum bırakmam sizi. Sarılma arzusunda, bir beden arıyor ruhum. Olmayan bedenim yerine rüzgâr esintisi sunuyor ruhum varlığımı hissetsinler diye. Bilmiyor, görmüyor ama o an hissediyorlar. Bir feryat kopuyor dillerinden... 

Annem... Bir feryat ki beni bedenime yapıştırmak isteyen. Uçmak küllerin arasından vücudumu çıkarmak istiyorum. Onların bana ihtiyacı var. Yaşamak istiyorum. Tanınmayan bedenimi torbaya koyarlarken son şansımı deniyorum. Taşa çarpar gibi sarsılıyorum. 

Ruhumu geri tepiyor vücudum. Bilmem kaçıncı çabalarımda anlıyorum, çok geçmiş uğraşlar manasız... 

Son kez göz süzüyorum artık ben olmayan bene. Pijamalarım yeni bir ten gibi yer yer vücudumu sarmış. Kırmızıyla siyahın karışımı bana hiç yakışmamış. 

Yüzüm... Bakamıyorum... Bana benzemeyen bedenim taşınırken poşetin içinde, acıyı bedenin değil ruhun yaşadığını öğreniyorum. 

Canım değil ruhum acıyor. 

Ambulansın yanında süzülüyorum. Çocuklarım nereye ben oraya. Diliyorum fısıltıyla “Allah’ım ruhumu alma...” başıma ne gelecek bilmiyorum. Bilmeyişler isteklerimi ürkütüyor. 

Saklanmanın yolu yok, kaçışın sonu yok... Gölge olarak yaşamak istiyorum dünyada. Tüy hafifliğinde süzülüyorken, dağ gibi yüklerle ağırlaşıyorum. Telaşem yavrularımı kaybetmemek uğruna kurulmuş. Düşünebiliyorum... Demek ki ruhlarda düşünebiliyormuş. Bedenim boşuna yaşamış ben ruhumdan ibaretmişim onu anlıyorum. Bir iç ses yankılanıyor nokta nokta siyahlığımda. İç ses değil belki yaradanın yankısı. 

Kaçmak kaybolmak istiyorum. Kaçılmayacak tek gerçeklikten üstelik. Hastane kapısından giren çocuklarımın yerlerini bilmenin ferahlığıyla yollara atıyorum gölgemi. Gölgem gizlenecek gölgelikler peşinde. Umutsuz umutların içinde kıvranıyorum. Bir hortum düşüyor gökten gölgemin üzerine. Bir vakum çekiyor beni ıstırabın içine...

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi