BULUTLAR
Gökyüzünde toplanan işçi bulutlar, bugün de mesaiye kalmışlardı. Beyazdan griye, sonrasında kararan bulutlar, zıt kutupların buluşması.
Astıkları takvim yapraklarının, aralığa doğru adım attığı tarih, her günü farklı tonlarla karşılayan kimi zaman gülümseyen, kimi zaman sıralı, kimi zaman dağınık, kimi zaman asık bulutlar içine daldığında kaybolduğun, oturmak istesen misafir kabul etmeyen, merdiven dayasan ulaşamayacağın kadar devasa…
Kendisine ulaşamayacağın kanatlılar gibi…
Her geçen güne bir ad yüklenen, hiçbirinde adımlayamadığın beyazlığın ötesi…
İşçi bulutlar devreye girmeli mi artık? Islanmaya yüz tutmalı, kokladığında ruhuna serilen çiçek kokularının ya da saçlardan süzülen yağmur damlacıklarının serinliğini hissetmek, paha biçilemeyen lezzet…
Ne kaldı geriye? Temizlenmiş bir yüreğin ardında kalan sadelik. Mevcutsa hangi bulutun içinde saklı, yoksa terk edip geceye dönen gökyüzünün gösterişli yıldızlarının altındaki ışıklara mı kapılmıştı?..
Editör: Nevin Bahtışen