ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 28-12-2022 20:16   Güncelleme : 27-09-2023 19:16

Akşamdı...

Yazan: Abdulrahim Arslan -AKŞAMDI...

Akşamdı...

AKŞAMDI... 

Gün batımına çok az vardı. Sessizce ilerledi kumsalda, bir boşluğun kalbine yürüyor gibiydi. Issızdı buralar. Yıllar önce yaşadığı her güzel anı, şimdi ondan uzaktaydı. Denizin, mavi kokusunu ciğerlerine çekercesine, derin bir iç çekti. ‘‘Bu şehirde akşamları da güzeldi eskiden’’ diye geçirdi içinden. Uzun süredir mevsimlerden de akşamlardan da habersizdi. Altı üstü bir şehirdi işte, tüm güzelliklerini geçmişte gizleyen… ‘‘Anlamsız mı anlamsız bir şehir’’ diye düşündü.

Kahkahalar atarak uzaklaşan birilerini gördü az sonra. Tebessüm etti pervasızlıklarına, o başka havadaydı. Tüm gerçeklikten uzak, farklı bir sayfadaydı. Yürümeye devam etti. Kumsala çekilmiş sandallar eşlik ediyordu kendisine, birkaç mutlu hayal, birkaç yalnız yüz…

Ahmet Haşim’in bir şiiri döküldü dilinden:
‘‘Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde semâ kavs-i mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!’’

İşte yine akşamdı. Yine habersiz yürüyordu kendinden. Yanı başındaki her detayla geçmişi sayıklarken suskunluğu resmediyordu. ‘‘Sonra sen bir resimdeydin attığım her çizgiyle’’ diye başlayan dizelerle devam etti yolculuğuna, ‘‘Ve yanında olmak için ne yapacağımı bilmiyordum.’’ dizesini mırıldandı.
Akşamdı.
Anılarını aldı yanına, bir de yalnızlığını; batan güneşin, kızıllığının eşliğinde attı adımlarını.
Akşamdı.
Yine anılar sarmıştı dört bir yanını.


                                                                                   

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi