MEKTUP
Giriş Tarihi : 03-02-2024 17:07

Adana Kapalı Cezaevi / Mustafa Karaçizmeli

Yazan: Mustafa Karaçizmeli -ADANA KAPALI CEZAEVİ

Adana Kapalı Cezaevi / Mustafa Karaçizmeli

ADANA KAPALI CEZAEVİ

Açtı mı bahçemizdeki akşam sefamız?
Pişirdin mi kahvelerimizi? Beraber içer miyiz bir daha dersin?
Bu dar amansızlık bırakır mı yakamızı onu da pek bilmiyorum ya.

Rengarenk gökkuşağını düşünürken  işkencede buluyorum kendimi
Dayanmak için hep seni düşünüyor sana yaslıyorum sırtımı
Çok iyi geliyorsun bana, of bile demiyorum sana dalgınken.

Burda çiçek açmıyor bilirsin açsa da sen gibi kokmuyor be gülüm
Kaçak tütün kokuyor dört bir yanımız zehir zemberek küfler havada uçuşuyor
Suyun ne kadar soğuk olduğunu mahpusluk öğretti bana.

Kuralsızlık hadsafada kan kusmaca oynuyoruz hücrelerle
Terbiyesiz joplar edepsizce sırtımız da tamamlıyor nöbetlerini
Kim vurduya gitmeden önce selam göndermek istedim sadece.

Umarım idarenin yasağına takılmaz sana yazdıklarım 
Eline ulaşır da seninle biraz hasbihâl eder dertleşirdik.
Hani mahpushane türküleri dinlerdik ya seninle dışarıda.

Yok öyle değilmiş buralar türküleri seçiyorlar bazıları yasakmış bizim gibi.

Yüksek duvarlar geçit vermiyor hem bu zalimler bırakmıyorlar gülüm.

Olur da beni merak edersen etme olur mu ben  
Çok çok iyiyim.

Dönebilir miyim diye sorarsan, sanırım onu ben de bilmiyorum 
Bugün hak arayan bir arkadaşı daha aldılar aramızdan.

Günbegün eksiliyoruz kahrolasılar zamansız ölümlere asıyorlar bizleri.

Mutlu olmak için tek çarem seni düşünmek oluyor ne bileyim 
O kadar iyi geliyorsun ki hücreme güneşler doğuyor ay ısmarlıyorsun geceme
Seni çok seviyorum ne çok özlüyorum nefesimi sana banarak içime çekiyorum.

Kimse görmesin diye gizli gizli bazen seninle beni konuşuyoruz.

Sen her harçlık gönderdiğinde ben çok ağlıyorum biliyor musun?
Artık bana harçlık göndermeni istemiyorum ama çok ağırıma gidiyor be can.

Bakarım bir çaresine sen merak etme
Suçmuş insanları sevmek cezamız buymuş 
öyle dediler bu sevgisizler
İnanma sen ne derlerse desinler zalimin kapı kulları bunlar.

Bizler hak için haksızlığa dil için dinsizliğe uğratıldık .
Oysa ne güzel inanmıştık şu umut denen umutsuz alçağa.

Çok daha diyeceklerim var sana hem çok utanıyorum hem de ar ediyorum.

Seni de kendime katıp üzmek istemiyorum oralarda
Bazen çıldırmıyor değilim hücreye kapatıyorlar Allah yok Peygamber izine gitmiş diyorlar
Gelme bir daha para da gönderme gözlerimle aramı açıyorsun.

Kokuna bulanmış mektuplar yetiyor sen merak etme
Puluna hasret kağıdına sevgi yaz zarfa biraz tebessüm kat 
bir iki damla da gözyaşı karıştır
Ben senin kokunu çok severim bilirsin
5 inci Koğuş Adana Kapalı Cezaevi yazmayı unutma 
akşam sefamıza iyi bak olur mu hoşça kal.

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi