DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Merve Yurtsever
Merve Yurtsever
Giriş Tarihi : 06-07-2023 20:30

Disleksili Yazar Agatha Christie

Polisiye edebiyatının en ünlü isimlerinden biri ve dedektif Hercule Poriot karakterinin yaratıcısı olan İngiliz yazar Agatha Christie, 15 Eylül 1980 – 12 Ocak 1976 yılları arasındaki yaşamına 80 dedektif romanı sığdırmıştır. Ayrıca West End tiyatrolarında sahnelenen oyunlarının da ününe oldukça fazla katkısı vardır.

Babasını küçük yaşta kaybeden yazar, annesi tarafından evde eğitilmiştir. Yalnız bir çocukluk geçiren Agatha Christie, zamanının çoğunu hayali arkadaşlarıyla geçirirdi. Bu sıra dışı çocukluğun onda olağanüstü bir hayal gücü yarattığını söylemek mümkündür. Aslında hiçbir zaman yazar olmak gibi bir hayali olmayan Agatha Christie yazı hayatına kendisine bir dedektif hikâyesi yazma konusunda meydan okuyan kız kardeşi Madge’e bunu yapabileceğini göstermek için başlamıştır.

Küçük yaşlarda öykü yazmaya başlayan yazar Mary Westmacott takma adıyla aşk romanları da yazmıştır. Evlenerek Fransa’ya giden Agatha Christie, orada okuduğu dedektif öykülerinin daha iyilerini yapabileceğini düşünerek ilk polis romanı olan “Styles’daki Esrarengiz Olay” ı yazmıştır.

Mathew Prichard “Konuştuklarından daha fazla dinleyen, göründüğünden daha fazlasını gören kişi” olarak tanımlamıştır onu. Doğal bir gözlemci olduğu bilinmektedir. Düzinelerce not defteri vardır. Gündelik hayattan sürekli notlar aldığı gibi bazı zehirler, uyuşturucular hakkında ya da okuduğu dolandırıcılık haberleri hakkındaki bilgileri de not ettiği bilinmektedir.

Christie’nin kitapları tüm dünyada iki milyardan fazla satılmıştır. Onun dışında iki tane dünyaca ünlü hafiye yaratmayı başka hiçbir polisiye yazarı başaramamıştır. Karakterlerinden Hercule Poriot 1975’te öldüğünde, The Newyork Times ’ta yayımlanan tam sayfa ölüm ilanı ile böyle bir muameleye maruz kalan ilk hayali karakter olmuştur.

En ünlü kitaplarından birisi olan “Doğu Ekspres Cinayeti” adlı romanını, İstanbul’da kaldığı Pera Palas otelinde 411 numaralı odada kaleme almıştır. Ünlü yazarın hayatında birçok gizem mevcuttur. Eşinin onu aldattığını bildiği bir dönemde nereye gittiğini hiç kimseye söylemeden ortadan kaybolmuştur. Birkaç gün sonra arabası bir göl kenarında ağaçlara çarpmış, bavulları etrafa dağılmış vaziyette bulunmuştur. Kaza yaparak göle düştü süsü verilmek istenmiş gibi durmaktadır. On bir gün sonra ortaya çıkan yazar bu konuda hiçbir açıklama yapmamıştır. Bu kayıp günlerin Pera Palas’la bağlantılı olduğu söylenmektedir.  Pera Palas, İstanbul'un ilk lüks oteliydi. O dönemde İstanbul'da Osmanlı sarayları dışında elektriği olan tek binaydı. Ünlü konukları arasında Mustafa Kemal Atatürk, Kraliçe II. Elizabeth, Greta Garbo, Alfred Hitchcock, Zsa Zsa Gabor ve Ernest Hemingway, Ian Fleming, Mata Hari, Jacqueline Kennedy Onassis, İngiltere Kralı VIII. Edward, İran Şahı, Leon Troçki ve yüzlerce kral, prens, prenses, politikacı ve generale kadar dünyaca ünlü birçok şahsiyet vardı. Agatha Christie, her gelişinde özellikle 411 numaralı odayı tercih ederdi.

Yazarın ölümünden üç yıl sonra, 1979 yılında, Warner Bross film şirketi, bu esrarlı on bir günün öyküsünü film yapmak istemiştir. Yapımcılar pekiyi bulmadıkları senaryoyu biraz renklendirmek için bir medyum ile anlaşmışlar.

Zamanın tanınmış medyumlarından olan Tamara Rand, Agatha Christie’nin ruhunu çağırmış ve ünlü yazarın kendisine “Benim kayboluşumun sırrı, Pera Palas’ta gizlidir.” mesajını verdiğini söylemiştir. Medyumun ikinci kez yazarın ruhunu çağırdığında ise bir anahtardan bahsettiğini söylemiştir. Agatha Christie’nin, otelde kaldığı dönemlerde kimi zaman otel sahibinin yalısında kaldığı bilinmektedir. Ünlü medyumun iddiasına göre Agatha Christie’nin ruhu, anahtarın, otelin o günkü sahibinin yalısındaki gizli bir odayı açtığını ve bu odadaki hatıra defterinde kaybolduğu on bir günün tüm ayrıntılarının yazılı olduğunu söylemiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen gazeteciler, 1979 yılının 7 Mayıs günü İstanbul’daki otelin 411 numaralı odasında toplanmıştır. Yaşanılan her şey Amerikan televizyonlarından canlı olarak yayımlanmıştır.

Medyumun iddia ettiği konuşmalarda ünlü yazarın bahsettiği yer döşemesi kaldırılmış ve altında paslı bir anahtar bulunmuştur. Anahtara el koyan otel sahibi, karşılığında yüksek meblağda para isteyince film şirketi vazgeçmiştir. Yani Agatha Christie'nin ortadan kaybolmasının gizemi hala çözülememiştir. Anahtar, İstanbul’da bir banka kasasında yıllardır koruma altındadır.

Kimi yorumlara göre bu durum, tarihin en gizemli hikâyelerinin yazarının bir kurgusudur. Agatha Christie, ardında sonu merak edilen, sayfaları açık bir kitap bırakarak gitmiştir.

Peki, tüm bu başarı ve macera dolu yaşamın bir disleksili yazara ait olduğunu biliyor muydunuz? Evet, Agatha Christie disleksidir. Fakat bu durum başarılı bir yazar olmasına engel olmamış aksine avantaj sağlamıştır. Disleksili bireylerin inanılmaz hayal gücüne ve yaratıcılık yeteneğine sahip olduğunun en belirgin örneğidir Agatha Christie. O yaşama, olaylara farklı pencerelerden bakabiliyordu. Tıpkı diğer disleksili bireyler gibi.

Yazar, disgrafi ve disleksiye sahip olduğu için romanlarını dikte ederek yazdırmıştır. Kendisi yazmaya kalktığında imla hataları, noktalama, gramer hataları yaptığını ve bazı harfleri de birbirine karıştırdığını söylemiştir. Ayrıca; “Ailedeki en yavaş kişi olduğumu düşünürdüm. Korkarım oldukça haklıydım ve bu gerçeği kabul etmem gerekiyordu. Yazmak ve hecelemek benim için kâbustu. Yazdığım harfler asıllarından çok farklı oluyordu. Okuma ve telaffuzum da felaket derecede kötüydü.” Demiştir kendisi hakkında yazar. Bu durum gösteriyor ki disleksi hiçbir şey için engel değildir. Mutlaka bir yolu bulunur. Yeter ki vazgeçmeden devam etsin. Ve yeter ki tutkusunu kaybetmemesi için çevresi tarafından desteklensin.

NELER SÖYLENDİ?
@
Pınar Tasci 10 ay önce
Emeğinize sağlık. Boyle örnekler şüphesiz disleksili bireylere umut oluyor. Devamını bekliyoruz
Ümit Polat 10 ay önce
Emeğinize sağlık, dergimizde bu tür yazılar ile bir eksikliği gidermiş olacağınızı düşünüyorum. Türk şair ve yazarları da büyük bir merakla bekliyoruz. Bu tür yazıların kaynakça türü dayanakları da belirtilirse daha dikkat çekici olacağı kanısındayım. Tekrar hayırlı olsun.
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA