Kariyer ve iş sahibi olmak için aile yuvası kurmayı ötelemek, ertelemek, hayra alamet değil.
Evlenip yuva kurmadan önce arkadaş, dost, sevgili hayatı yaşayıp sonra da başka birine kapak atıp, “gençlikte olur böyle şeyler” demek, hayra alamet değil.
Kadın cinayetlerinin artması da, “kadının beyanı esastır” anlayışı da, hayra alamet değil.
Kırk yıllık eşini kapı dışarı etmenin, ayağına kelepçe taktırmanın, evden uzaklaştırmanın çoğalması, hayra alamet değil.
Başkası ile dost hayatı yaşarken, ömür boyu nafakaya mahkûm olmak, hayra alamet değil.
Babasının maaşını almak için, eşinden resmi yoldan boşanıp imam nikâhı diye uydurma nikâhla evliliğe devam edenlerin çoğalması, hayra alamet değil.
“Cinsiyetsiz toplum”, “cinsel tercih hakkı” gibi sapık düşüncelerin organize güç olacak kadar gelişmesi ve taraftar bulması, hayra alamet değil.
En mahrem yerlerini açıp sokak-sokak dolaşan, cinsel tahrikin en kabasını yapan sonra da; “Bana taciz etti” suçlamasında bulunan süflilerin çoğalması, hayra alamet değil.
Tacizi sadece erkeğe indirgeyen, kadının erkeği tacizine kulak tıkayan zihniyetin hâkim olması, hayra alamet değil.
Gençlerde evlilik konusunun “elektrik alma veya almama” ya indirgenmesi; “Nasıl bir aile ile beraber olacağız, kurulacak yuvayı devam ettirebilir miyiz?” sorusunun taraflarca sorgulanmaması; “Evi var mı, arabası var mı, parası var mı?” sorularına cevap aranması, hayra alamet değil.
Evin reisinin eve geç gelmesi hane halkınca merak edilmiyorsa bu durum, aile reisi ve aile açısından, hayra alamet değil.
Ailede söz en son aile reisinden bitmiyor ve herkes serazat hareket ediyorsa o hanede, bu durum, hayra alamet değil.
Aile fertleri bir araya geldiğinde tatlı sohbetlerle ve birbirinin yüzüne bakarak mutluluklarını yaşama yerine herkes bardağını, nevalesine eline alıp bir köşeye sıvışıp sosyal medya ağına tıkılıyorsa, o ailede gidişat, hayra alamet değil.
En mahrem konuların fütursuzca sergilendiği kadın programları, filimler, skeçler, tiyatrolar, aile içinde her yaştan ve her cinsten aile fertleri tarafından yüzleri kızarmadan seyrediliyorsa, oradaki gidişat, hayra alamet değil.
Moda adı altında tüm değerlerle kadın ve erkek iffeti bir kenara atılıyorsa o toplumda, “gençlikte olur böyle şeyler” deniyorsa, bu anlayış, hayra alamet değil.
“Erkek arkadaş, sevgili, dost, oda arkadaşı vb.” adı altında bir kadın bir erkekle olmaması gereken yerlerde oluyor ve saatlerce, günlerce, aylarca, yıllarca birliktelik yaşıyorsa o kadının da, o erkeğin de yaşantıları, hayra alamet değil.
“Amcaoğlu, halaoğlu, dayıoğlu, teyzeoğlu…” gibi bizden olan, içimizi ısıtan köklü kültürümüz terkedilip yerine “kuzen vb.” bize ait olmayan kavramlar kullanılıyorsa, bu ailenin ve bu toplumun geleceği, hayra alamet değil.
Evine misafir götüremiyor, bir acı kahve içiremiyorsa, komşuluk ilişkileri zaafa uğramış ve yüzeysel ise o evde de, o komşulukta da gidişat, hayra alamet değil.
İsraf normalleşmiş, ihtiyaç yok iken alışveriş sendromu toplumu kasıp kavuruyorsa, bu durum, hayra alamet değil.
Çocuklarımızın her isteği anında yerine getiriliyor; “ağam, paşam, prensesim vb.” gerçek olmayan hayata özendiriliyor; güven duygusundan mahrum, her dilediğini elde eden bencil karakterler yetiştiriyorsak, bu durum, hayra alamet değil.
Eve dışardan gelen annesini, babasını veya büyüğünü karşılamayan, yüzüne bile bakmayan, yok sayan; ayrılırken uğurlamayan nesil yetiştiriyorsak, bu eğitim, hayra alamet değil.
Milli ve manevi değerlere, toplumsal hassasiyetlere, toplumun temel dinamiklerine karşı duyarsız anlayışlara evriliyorsak, bu da hayra alamet değil.
Müslüman olduğu halde evinde tek bir ferdin dahi alnı secdeye değmiyorsa, imkânı olduğu halde kendi kitabı Kur’an-ı Kerim’i okuyabilen vasat düzeyde de olsa dini malumata sahip olan tek kişi yoksa, o ailede gidişat, hayra alamet değil.
Mazlumun yanında olamıyor, güçlü haksız da olsa yanında saf tutuyorsak, hakkı üstün görmüyor ve menfaate ve ortama göre rol alıyorsak, bu durum, hayra alamet değil.
***
Not: Temennim odur ki, dile getirdiğim ve daha çok dile getirebileceğim bu olumsuzluklar toplumumuzda en az düzeyde olsun. “hayra alamet değil” şeklinde her cümlenin sonundaki hükümler iki dünyamız içindir. Yaşadığımız bu dünya ve gerçekleşeceğine kesin imanımız olan Ebedi yurdumuz ahiret içindir. Bu hatalardan kurtulmanın şifresi dillendirdiğim satırların içindedir.