ÖYKÜ
Giriş Tarihi : 11-06-2024 15:25

Zamanın Meyveleri / Yadigar Uyar Özyapan

Yazan: Yadigar Uyar Özyapan -ZAMANIN MEYVELERİ

Zamanın Meyveleri / Yadigar Uyar Özyapan

ZAMANIN MEYVELERİ

Ali Bey ve Sevgi Hanım, yılların yüzlerine işlediği ince çizgilerle birbirlerine hala sevgiyle bakan yaşlı ve sevimli bir çiftti. Çok istemelerine rağmen çocukları olmamıştı ama kalplerinde büyüttükleri sevgi, herkese yetecek kadar çoktu. Birbirlerine duydukları sevgi yıllar geçse de hiç eksilmemiş, aksine daha da derinleşmişti.

Bir gün, evlerinin önündeki bahçede büyüyen koca çınar ağacının gölgesinde oturmuşlardı. Bahçe, yılların emeği ve sevgiyle doluydu. Tatlı tatlı sohbet ediyorlardı. Ali Bey; “Karıcığım sana bakarken hala içim titriyor.” deyince Sevgi Hanım’ın pamuk yüzü kızarıverdi.

Sevgi Hanım; “Bu yaşlı halimle bile mi?” diye sorunca; “Evet, hala o aşık olduğum genç kızı görüyorum karşımda. Mahcup bir genç kız gibi kızarıyorsun, eskidende böyleydin. İşte bu halini seviyorum.“

Sevgi Hanım; "Sen o kadar güzel seviyorsun ki beni, hep şükrettim Rabbime seninle yollarımızı, hayatımızı birleştirdi diye" derken gözleri ışıl ışıl, sevgiyle bakıyordu.

Bahçe kapısına genç bir çift gelmişti ve yaşlı çifte gülümseyerek bakıyorlardı. Ali Bey onları görünce; "Buyurun gençler misafirimiz olun" dedi.

Genç adam; “Yok rahatsız etmeyelim sizi. Geçerken size takılıyor gözümüz, hayran oluyoruz bu hallerinize“ deyince Sevgi Hanım; "Gelin haydi çocuklar, çayımızda var hem serinler, dinlenirsiniz."

Davetten memnun olan gençler bahçeye girip sevimli çardağın altındaki somyaya oturdular. Genç kız; "Sizin bu sevgi dolu bakışlarınız ve bahçeniz çok güzel." dedi ve elma ağacını göstererek; "Özellikle bu ağaç" dedi. Yaşlı çift birbirine bakıp gülümsedi.

Ali Bey, gözlerinde hayatın bilgeliğiyle konuşmaya başladı.; "Bu ağaç," dedi; "Bizim hayatımızın şahididir. Bana göre her insanın hayatı bir ağaç gibidir. Köklerimiz geçmişimize, dallarımız ise geleceğimize uzanır."

Sevgi Hanım devam etti; "Biz bu ağacı, evlendiğimiz yıl dikili bir ağacımız olsun diye, gülerek dikmiştik. O zamandan beri kökleri derinleşti, gövdesi güçlendi ve dalları her yöne uzandı. Tıpkı sevgimizin ve saygımızın yıllar içinde büyüyüp güçlendiği gibi."

Ali Bey, Sevgi Hanım’ın ellerini tuttu ve ekledi; "Hayatımız boyunca ağacı birlikte suladık, budadık ve koruduk. Sadece ağaçları değil, her bir çiçeğe gözümüz gibi baktık. Birbirimize olan sevgimizi ve saygımızı beslediğimiz gibi. Her dal, her çiçek aldığımız kararların ve yaşadığımız acı tatlı anların birer hatırasıdır. Bazı dallar kırıldı belki, bazı çiçekler soldu ama her zaman yenileri çıktı ve bizi daha da güçlü kıldı. Bu ağaçlar hemde zamanın meyvelerini taşıyan birer hazinedir.” dedi.

Genç çift, ağaca baktıklarında artık sadece bir ağaç değil, Ali Bey ve Sevgi Hanım'ın ömür boyu süren sevgisinin ve birlikte büyüttükleri hayatın bir yansımasını görüyorlardı.

Gençlerin şaşkınlığı yüzlerinden okunuyordu. "Zamanın meyveleri mi?" diye sordular.

Ali Bey, dallardan birine uzanarak olgun bir meyve kopardı. Meyve, güneş ışığında parlayan, kırmızı bir elmaydı.

"Bu, sevgi ve saygıyla geçen yılların meyvesidir," dedi; "Her biri, birlikte geçirdiğimiz zamanın bir parçasını içerir."

Sevgi Hanım, genç çifte dönerek ekledi; "Bu meyveler, bizim anılarımızı ve yaşanmışlıklarımızı saklar. Tıpkı hayatımızdaki her anı gibi. Her bir hatırayı, bir duyguyu, bir zamanı geri getirir. Bizim için artık zaman durdu sayılır, sizin gibiyken hızla akıp geçti yıllar. Farkına bile varamadık. Bahar gelir kuru dallar yeşillenir, çiçeklenir ve sonunda meyvesini verir. Biz neşeyle ve şükürle toplar paylaşırız. Bu yılda meyvemizi yedik diye."

Genç çift, meyveyi sanki ilk kez görüyormuş gibi hayranlıkla inceledi; “Biz de böyle bir ağaca sahip olabilir miyiz?" diye sordular.; “Yakında evleneceğiz fakat evimiz bahçeli değil.”

“Olsun” dedi Ali Bey.; "İlle de gerçek bir ağaç olması gerekmez, biraz hayal kurun yahu, şimdi bir ağaç dikmiş farzedin”

Ali Bey ve Sevgi Hanım aynı anda gülümsediler.

“Sevginizi ve saygınızı beslerseniz, sabırlı olursanız zamanla sizin de böyle bir ağacınız olur. Her anı, her hatıra, her sevgi dolu bakış, ağacınızın dallarında bir meyveye dönüşecektir. Siz de bizim gibi yaşlandığınızda meyvelerinizi geçen zaman içinden toplamaya başlarsınız."

Hayatta her şeyin bir döngü ve her zorluğun ardından bir umut ışığı olduğunu hatırlamak önemlidir. Tıpkı mevsimlerin sürekli değişmesi gibi hayat da sürekli değişir.  Kışın soğuk ve puslu günlerinden sonra, baharın sıcak ve aydınlık günleri gelir. Rüzgarın dalları savurduğu, yağmurun yaprakları dövdüğü anlarda bile, ağaçlar dimdik ayakta durur. Hayatın zorluklarına karşı direnmek,  karşımıza çıkan engellere rağmen büyümek, gelişmek bizi daha güçlü ve olgun yapar. Bize sunulan  fırsatları bir daha yaşanmayacakmış gibi dolu dolu yaşamak, hayatımızı daha anlamlı kılar.

Genç çift, Ali Bey ve Sevgi Hanım'ın bu hikâyesinden ilham alarak, yaşlı çifte "tekrar görüşeceğiz, düğünümüzde" diyerek yüzlerinde mutlu, umutlu bir gülümsemeyle ayrıldılar.

Bahçedeki ağaçların yaprakları, konuşmaları onaylıyormuş gibi hafifçe sallanıyordu. Gökyüzünde parlayan güneşin altında bahçelerinde oturan sevimli yaşlı çift, gençlere değerli öğütlerle ve farklı bir bakış ile yaşadıkları hayatı anlatarak unutulmaz bir hikaye bıraktılar

 

EditörEditör