ZAMANA ŞEKİL VERMEYENLERDENİZ
Maviyi üstüne çeken ay, vişneye bulanan yıldızların içinden geçen arılar! Gündüze kapılarını açan güneşin asma dalları...
Gördüğünde zamanın kaçıncı çeyreğinde olduğunu düşünüyordu, yüzyılın duvarlarının tonları farklı gökyüzüne ‘merhaba’ diyordu bu sabah.
Çiseleyen yağmur, toprağa düşen pembenin her tonu; güllerin, orkidelerin, leylakların rengi ne ola ki! Gülümseyen mutluluğun buluşma noktasından geçen ayçiçekleri…
Keyfini bir kardelen çiçeğinin kollarında bulan kelebeğin zarif uçuşu…
“Biz renklere bulanan aşkın bebekleriyiz” diye haykıran kuşların alasıyız…
Sonsuzluğa uzanan çemberin başka tarafında duran, seyreden, yazan, çizen dokunuşlarız.
Biz bu zamana şekil vermeyenlerdeniz, hep bahar, hep güzeli sevenlerdeniz…
Arkadan itmeyi sevenlere inat yaşayanlardanız…