ANI
Giriş Tarihi : 28-01-2024 20:56

Yoksa Bende Çingene Ruhu mu Var? / Zeynep Aksu

Yazan: Zeynep Aksu -YOKSA BENDE ÇİNGENE RUHU MU VAR?

Yoksa Bende Çingene Ruhu mu Var? / Zeynep Aksu

YOKSA BENDE ÇİNGENE RUHU MU VAR?

Bahar kendini bir hayli hissettirmeye başladı.
Bütün doğa yeşilin tonlarına bürünmüş.
Yeşilin arasında da gökkuşağını aratmayacak çeşitlilikte çiçekler...
Her biri buram buram kokuyor...
Öyle ki; bir orkestrada sırasını bekleyen enstrüman gibi, sırası ile kokularını bırakıyorlar...
Maestro kollarını açıp, sonra kollarını kendine doğru topladığında, koca bir orkestra nasıl ki aynı notada birleşiyorsa; rüzgarın esintisiylede bütün çiçekler tarif edilemeyecek güzellikte birleşerek kokuyorlar...

İşte bu mevsim gözlerim dere kenarındaki çayırlık alana takılır... Her sabah yüksekte bulunan harman yerine koşarak giderim.

"Geldiler mi?" diye...

Güneşli bir günün sabahında umutla yine koştum harman yerine...

İşte! Gelmişler...

Ne çabuk yerleşmişler.
Çadırlarını bile kurmuşlar. Hatta çadırın önünde kaldıkları süre boyunca, hiç dumanı bitmeyen ateşlerini dahi yakmışlar.

Benim gibi yolunu gözleyenler var ama onlarınki ihtiyaçları için.
Ben başka türlü bekliyorum, özlüyorum onları.

Ne güzeller...

Hele çocukları ne çok mutlu...
Sahi onlarda bana özeniyorlar mı, benim onlara özendiğim kadar.?

Nasıl özenmiyeyim, hep çok mutlular...
Hep birlikte oturdukları yeşilden örtü üzerine kurdukları sofrada sanki dünyanın en leziz yemeklerini yer gibiler...

Oysaki; yaptıkları kalbur, kalayladıkları bakırdan kazanlar, taslar karşılığında aldıkları un, bulgur, yağ, şeker, çay, soğan, patates gibi şeyler...

Para çok da önemli değil hayatlarında. 
Çok zaman, yaptıkları işlerin karşılığında yiyecek alırlar.

Kadınları çok süslü.
Hiç bizimkilere benzemiyorlar.
Alınları dövmeli, saçları kınadan kızıl kızıl... Kahküllerde rengarenk tokalar, zülüfleri taktıkları eşarpların arasından boynunlarına kadar iner. Boyunlarında renk renk boncuklar, eller kınalı, giysileri renkli!..

Erkekler ise bir o kadar sade.
Olmazsa olmazları gömleğin üzerine giyindikleri cepli yeleklerine taktıkları köstekli saatleri.
Çocuklar mı? 
Benim uzaktaki arkadaşlarım...
O neşeli, mutlu ama hiçbir zaman beraber oynamadığım arkadaşlarım...
Onlar için giyim hiç önemli değil.
Köyden verilen, kendine olan ne varsa yarım yamalak giyinirler.
Ta ki, çöpe atılıncaya kadar...

Harman yerinde oturup bu hayatı izlemekten ne kadar mutlu oluyorum...
Yoksa bende de mi çingene ruhu var?...

Editör: Ümmügülsüm Hasyıldırım 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi