DENEME
Giriş Tarihi : 29-08-2022 01:22

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Özgürlük

Yazan: Işıl Işık - VAROLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ ÖZGÜRLÜK

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği Özgürlük

VAROLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ ÖZGÜRLÜK
 
Ben, kaybetmekten korktuğum her şeyi özgür bıraktım.
Diyor Sabahattin Ali...

Edebiyat bu yüzden var; içmesi sana nasip olmayan başka suların; tadını, kokusunu, rengini hissettirip yaşayabileceklerinden daha fazlasını duyumsamanı sağlayabilmek için...Böylesine güzel sözler edilmese; duygularımızın tercümanlığını yıllar sonra, hatta zamanın hükümsüzlük derecesinde değerini ne anlatabilirdi? 

Sanatın bütün dalları. En çok da müzik, edebiyat elbette..

Bazen uzaktan bir Müzeyyen Senar şarkısında Ümit Yaşar Oğuzcan'ın muhteşem şiiri eşliğinde ; ''Biraz kül, biraz duman o benim işte'' diyecektir...ve kim bilir hangi aşklar, ayrılıklar, hüzünler tekrar bir film şeridi gibi ah çekişlerle hatırlanıp, bir buluşma biçimine dönüşecektir...
Bir iç hesaplaşma başlar bazen de içinde.

Sonra usulca şöyle dersin ardından :
 
"Her şey mümkün.
Gitmez dediğin gider, kalmaz" dediğin kalır. Olmaz dediğin her şey aniden olur. Sevmem dediğini severken bulursun kendini, sevmekten vazgeçemem dediğini yererken… Ve överken düşman bellediğin birinin bir düşüncesini. Yaşayamam dediğin yerde yaşarsın, ölürüm dediğin acıdan çıkarsın, kapanmaz dediğin yarayı unutursun. Sınırlar çizersin, sonra aşarsın bir bir çizdiğin sınırları. 

Yeri gelir "aşmam" dediğin çizgiden taşarsın bile. Aklında hiç olmayan belirir yanında, yanında hiç olmayan çıkar gider aklından ve aklından hiç çıkmayanı bırakırsın bir gün, bir yük gibi kenara. Yük gibi geleni mumla ararsın, mumla aradığınsa yük olur omuzlarına.
Her şeyin bir doğma, her şeyin bir olgunlaşma, ve her şeyin bir bozulma süreci vardır. Kısacası her şeyin var olma ve yok olma vadesi... Doğa sana bunu anlatır.

Bu bilinçten sonra kendi adıma diyorum ki;

Ben artık özgür bırakıyorum ağrıyan, bağıran, iç çekişen tüm hasar görmüş yanlarımı. Zira bana ait değiller. Zamanın boşluğuna, unutulmaya aitler...Bunu bana bu hisleri yaşatan insanlar öğretti. Ben de öğrendiğimi balon gibi bıraktım .Her şeye önce kendimi affetmekle başladım.
Sonra " Yaşam kapılarını sonuna kadar açacaktır." diye inandım. 

Eşikte duran, çelmesiyle düşürmeye hazırlanan aşamadığım tüm engelli duyguları yok saydım. Ne kadar fazla yük taşımışım? Hiç fark etmeden.

Bilelim ki;

Ne büyük bir hazine olduğumuzu gördüğümüz de kapılar çıkar önümüze ve kapılar teker teker açılır. Sen bu dünyaya olduğun hediyeyi fark edersen işte o an mucizenin kendisi olursun.

Ne ayrım kalır ne de sabit bakış açıları.
Ne yargılar kalır, ne kutupluluk... Bir ol haline geçersin.
Sadece sevgi ile.. Ruhun, sesinin enstrümanı olur.
Yolculuk seni sana taşır.
Sonrası mı?

Kendine hoş geldin!

 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi