ÜZÜLME SEN
Bakma öyle soğuk tavırlarıma.
Yağmurlar da soğuk rüzgârların ardından yağar.
Bakışlarımı da okumaya kalkma!
Sen, karların altında yeşil çimenlerin mutluluğunu, yeşermesini bilebilir misin?
Seni nasıl sevdiğimi de anlatmama gerek yok!
Seni, nasıl sevdiğimi bilmiyor musun?
Sonbaharın yaprak dökümü gibidir sevdalar.
Ben de senin güzelliğine döküyorum hüznü.
Her sonbahar geldiğinde bir başka olurum.
Her yer perişan şimdi, gönlüm gibi.
Sevginin yansımasını görürüm bu mevsimde,
Her bir parçam lime lime dökülüyor yine.
Ben sevdim mi hüzünlü severim arkadaş.
Gözyaşları dinmemeli sevince.
Ben hayatı duygular ekseninde yaşarım,
Her insan gibi hayata dair çekinceler içinde.
Dünya gibi isyan ederim bazen,
Dünyadan bir parça olmanın babında.
Beni yaşatmak için çırpınan kalbi de
Kırarım bazen, kendine zarar vermenin
En son halinde.
İşte ben böyleyim!
Severken kırılan yerlerim olmalı
Ama hiç birini onarmayacağım.
Öylece kalsın!
Sel olsun, sular yatağını bulsun!
Gece ve gündüzü yoruyorum aslında,
Kendimle birlikte.
Seni sevmek ağır be gülüm, seni sevmek ağır.
Sen, aklıma gelince tüm ağdalı cümleler
Düşüyor dilime, alıyorum elime kalemi
Ama bu aşka uyan pek kelime de yok hani!
Bazen gece oluyor, hasret basıyor damarıma,
Bazen de kızıyorum işte!
Bir isyan başlatıyorum içimde,
Bu isyan devasa büyüyor, devasa!
Yayılıyor gözlerimin içindeki dünyaya.
Tüm şehirleri yakıyor gözlerim alev olup!
Ne bileyim böyle aptalca bir aşk işte
Ben seviyorum diyorum,
Sen itiyorsun beni, sevgi uçurumlarından.
Sonu mutlulukla biten aşk masalları uyduruyorum,
Çocuklar bile gülüyor halime.
Bazen beni anlayanlar da olabiliyor ama
Bir tek sen anlayamadın beni!
Bu kadar mı duygusuzsun, böyle mi zalim?
Ne olur bir kez de sor, sor!
Nedir halin?