TEKERLEKLİ SANDALYE
Hani kapı gibi dalyan gibi bir adam derler ya
İşte tam da öyle kalıptaydım bir zamanlar.
Yüreğimden yazar çizerdim resimleri suya.
Ateşte çayım demlenir kül olurdu samanlar.
Gönül aşka düşünce, bülbül güle küsünce,
Aşk o zaman güzeldir, vuslatta anlamını yitirir.
Bilemedik biz, böyle derin dalgalarda yüzünce
Bu nazarı alemde yiğidi söz, adamı göz bitirir.
Hep öyle olacak hayatım sanmıştım, zirvede.
Bir söz vardı bizde, “kartallar yüksekten uçar.”
Nerden bilirdim, birgün olacağım depremzede.
Bir söz vardı bizde, "insan çaresiz kalınca susar."
Günlerce yiyemedim, günlerce bir lokma yemek,
Harabe gönlümde bile kalkmadı, aylarca enkaz.
Bazen yaşarken haz verir, böyle hayatta ölmek
Yüreğim her gün diyor, sen şuraya bi mezar kaz.
O enkazdan çıktık amma kalmadı kimse geriye,
Her gün bir serum verilince yıpranmış deriye
Ne akıl kalırmış ne mal mülk ne de şan şöhret,
Acıdan ya veli olunur ya da döner insan deliye.
Şimdi ön tekerlek nerde ise orda arka tekerlek,
Tek mirasım kaldı elimde, bu tekerlekli sandalye.
Kimine yedirdin kavun, kimine giydirdin yelek
Koltuğumu elimden alıp bana verdin sandalye.
Söylesene dünya, ne yaptım da ettin bana kelek,
Tek mirasım kaldı elimde, bu tekerlekli sandalye.
***
Editör: Nevin Bahtışen
















































